| Geçen hafta, ""Dev Çakal Wile Ayağı"'ndan nefret ettiğini sen söyledin. | Open Subtitles | الأسبوع الماضي, أنت قلتِ أنكِ تكرهين أقدام القيوط الضخمة التي لديك |
| Kötü kalpli bir Çakal onu duymuş ve sinsice sokulmuş tezeğe doğru uzanmış tezeğin içinden onu almış. | Open Subtitles | سمع القيوط القديم صوته وجاءه راكضاً وصل إلى مخلبه وجذبه من فطيرة براز البقرة |
| Sen ve o çok benzersiniz. Coyote'nin cesareti, aklı, zararlı olma hisleri var. | Open Subtitles | القيوط يمتلك الشجاعة والحكمة والشعور بالأذى |
| Ve bana şu Coyote Eddie'yi getirene $10,000 ödül veriyorum. | Open Subtitles | وانني أعرض 10.000 دولار مكافاه على من يرشد عن إيدي القيوط |
| - Çakal olmaları daha muhtemel. - Havaalanında çakallar mı var? | Open Subtitles | إنها ذئاب القيوط في الغالب ذئاب القيوط في المطار؟ |
| Nodcu ister misiniz? | Open Subtitles | تبحث عن القيوط ؟ |
| Bu ev bana Çakalın gösterdiği çözüm. | Open Subtitles | هذا المنزل هو الجواب الذي كان القيوط يرشدني إليه. |
| Büyük bir Çakal görmüştüm ya da Çakal zannetmiştim ve daha iyi görmek için dürbünlü tüfeğimi alıp geldiğimde Çakal olmadığının farkına vardım. | Open Subtitles | رأيتُ ذئب القيوط الكبير هذا، أو اعتقدتُ أنه قيوط، وبعد جلب البندقيّة واستخدام المنظار |
| - Burda her yerde Çakal var. - Bunu biliyor muydun? | Open Subtitles | لدينا ذئاب القيوط في كل مكان هل كنت تعلم بذلك؟ |
| Bir grup Çakal cesedi bulur, onu parçalar ve tek başlarına yemek için dağılırlar. | Open Subtitles | عثرت مجموعة من ذئاب القيوط على الجثة و قاموا بتقطيعها و توزيعها لكي يأكلونها على انفراد |
| Kızılderililer, Çakal gibidir. Öldürür ve hiçbir şeyi ziyan etmez. | Open Subtitles | الهنود مثل ذئاب القيوط يقتلون ولا يتركون شيء نفيس |
| Bir Çakal değilse bile, muhtemelen bir çakala kurban gitmiştir. | Open Subtitles | إن لم يكن الحيوان ذئباً قيوطاً فربما ذئاب القيوط قد نالت منه |
| Daha erken ayrılamadım, zira Coyote Hills'deki yeni kuyum faaliyete geçti. Hasılatı görmem gerekiyordu. | Open Subtitles | من الممكن ان ارحل قريبا لان بئري الذي في تلال القيوط على وشك البدء |
| Coyote( KIR KURDU)' yi duymuş muydun? | Open Subtitles | هل تسمع القيوط, أنت وهو متشابهان |
| Coyote'nin ulumasını duydum... ama bu sefer sesinde şiddet, kan ve ölüm vardı. | Open Subtitles | سمعت عواء القيوط... ولكن هذه المرة عنف ودم وملئ بالموت |
| İlk ben gördüm. Buck, Irma, Coyote'yi bulmamıza yardım edin! | Open Subtitles | هيه باك إيرما فلنعثر على الرجل القيوط |
| Yani çürümek, çakallar tarafından yenmek ve senin parçalamış olmanı mı kast ediyorsun? | Open Subtitles | تقصدين بأن ذلك كونها أُكلت و أُتلفت من قبل ذئاب القيوط و تم نزع الوجه من قبلك؟ |
| çakallar ve sırtlanlar avlarını sürüden ayırmak için sıkıştırırlar. | Open Subtitles | القيوط والضباع يذهبون خلفَ الأشخاص الشاردين المتفرقون عن مجموعة الناس |
| Gerçek çakallar. | Open Subtitles | قيوط أصلي القيوط : فصيلة من الذئاب تتواجد في شمال أمريكا |
| Yaptırmak için birisine ihtiyacın var bir Nodcu'ya. | Open Subtitles | ... حسناً، تحتاج لشخص ليوصلك بـ (القيّوط (لقب لشخص القيوط: |
| Şu çaresizce koşturup duran ama çöldeki kuşu bir türlü yakalayamayan Çakalın olduğu Looney Tunes çizgi filmini hatırlıyormusunuz? | TED | هل تذكرون كارتون " اللوني تون " عندما يظهر فيه " ذئب القيوط " وهو يلاحق .. الطير العداء ولا يمسكه على الاطلاق |
| - Adam taksi çakalı. | Open Subtitles | الرجل يشبه "ذئب القيوط" لسيارات الأجرة. |
| - Anne Coyotl'la baba Coyotl birbirini çok severse... | Open Subtitles | ووالد من ذئاب القيوط يحبان بعضهما كثيراً... |