| Siz Kohinoor'u çalana ödül koyunca sadece bir kişi cevap verdi. | Open Subtitles | عندما أعلنتَ عن المكافئة لسرقة (الكوهينور) كان هو الوحيد الذي استجاب |
| Kohinoor ya da "Işık Dağı". | Open Subtitles | جوهرة الكوهينور, او "جبل الضوء" |
| Ben Kohinoor'u istiyorum! Ve hırsız mutlaka bir Hintli olsun. | Open Subtitles | أنا أريد (الكوهينور) واللّص يجب أن يكون هنديّاً |
| Şimdi aldığımız haberlere göre Londra Kulesinden, Kohinoor çalınmış. | Open Subtitles | "الأخبار العاجلة" "لدينا الآن تأكيد رسمي" "أنَّ (الكوهينور) قد سُرقت مِن برج (لندن)" |
| Kohinoor, Londra Kulesindeki yoğun güvenliğe rağmen çalındı. | Open Subtitles | "سُرقتْ (الكوهينور) بالرغم مِن الحراسة المشدّدة في برج (لندن)" |
| Malzemeler bakım için toplandığında fark edildi ki, sadece Kohinoor kayıp. | Open Subtitles | "في حين أنَّ كلّ الأبواب فُتحت للتحقيق أدركوا أنَّ (الكوهينور) هي فقط مَن فُقدتْ" |
| Dinle, biliyor musun birileri Kohinoor'u çalmış. | Open Subtitles | اسمعِ، هل علمتِ بالأمر شخصٌ ما قد سرق (الكوهينور) |
| Kohinoor meselesinde muhalefet bile onların yanlarında. | Open Subtitles | حتّى المعارضة تقوم بدعمهم في قضيّة (الكوهينور) |
| Efendim, Kohinoor elması bulunmak zorunda. | Open Subtitles | سيّدي، و العثور على ماسة الكوهينور) أمرٌ واجب) |
| Kohinoor'un üzerine ödül koydu, Rajveer de onu çaldı. | Open Subtitles | بمجرّد ان وضع مكافئة على (الكوهينور)، (راجفير) قام بسرقتها |
| Ben, Kohinoor'u çaldım, dostum! Bana biraz saygı göster. | Open Subtitles | لقد سرقتُ (الكوهينور)، يا صاح أظهر لي بعض الاحترام |
| Kohinoor'u teslim et yoksa Zafar senin peşini bırakmayacak. | Open Subtitles | سلّم (الكوهينور) والّا (زافار) لن يتركك وشانك |
| O zaman siz Kohinoor'u nereye götürecektiniz? | Open Subtitles | اذن، الى مَن كنتَ ستذهب لتسليم (الكوهينور)؟ |
| Benim işim, Kohinoor'u Hamid'e teslim etmek. | Open Subtitles | عملي يقتصرُ على تسليم (الكوهينور) إلى (حامد) |
| Kohinoor'u vermem gereken birini arıyorum. | Open Subtitles | أنا بحاجة لأعثر على شخصٍ ما لأُعطيه (الكوهينور) |
| 5 dakika. Yoksa Kohinoor'u başka biri çalabilir. | Open Subtitles | 5دقائق، و إلّا شخصٌ ما قد يسرق (الكوهينور) |
| Ben Kohinoor'u çaldım, dostum, bana biraz saygı göster. | Open Subtitles | لقد سرقتُ (الكوهينور)، يا صاح اظهر لي بعض الاحترام |
| Eğer amacım sadece para olsaydı o zaman Kohinoor'u neden sana satayım ki? | Open Subtitles | اذا كان الأمر لأجل المال لماذا يجب عليّ بيع (الكوهينور) لك؟ |
| Bakın, Rajveer sadece Kohinoor'un güvende olmasını istiyor. | Open Subtitles | أنظر، (راجفير)، يريد فقط أن يُبقي (الكوهينور) في أمان |
| Kohinoor Londra'da güvendeydi. O çalana dek. | Open Subtitles | (الكوهينور)، كانت بأمانٍ في (لندن)، حتّى سرقها |