| Dün gece o bluzu yıkamaya indiğimde sanırım ütü odasında onu gördüm. | Open Subtitles | تعرفين عندما نزلت لأغسل ذلك القميص أعتقد أنى رأيته فى غرفة الكي |
| Geçen gece ütü odasındaydık ve hizmetçilerden biri içeri girdi. | Open Subtitles | كنا في غرفة الكي فى منتصف الليل و دخل أحد الخدم زائرا ً |
| Okul yok. Sadece kızlara ütü yapmayı öğreten bir yer var. | Open Subtitles | لا يوجد مدرسة ,فقط التي يدرسون فيها الفتيات كيفية الكي |
| Eğer dağ iyi hissediyorsa, Ke'yi nehre atar. | Open Subtitles | لو الجبل في مزاج جيد, يسقط الكي في النهر |
| Anlıyoruz, Sam, herhangi bir kötü niyetiniz yok,... ..tek isteğiniz Ke'yi çıkarmak. | Open Subtitles | نفهم،سام بأنه ليس لك نوايا سيئة تريدي فقط أن تخرجي الكي |
| Zamanla sana rahatça konuşmayı ve Ki'ni serbest bırakmayı öğreteceğim. | Open Subtitles | في الوقت المناسب، سأعلّمك لفتح و اطلاق الكي الخاص بك |
| - Mm. Harika, değil mi, Elke? - Mm-hm. | Open Subtitles | لم أكن لأخمن إنه رائع , اليس كذلك , الكي ؟ بالتأكيد مذهل |
| Hala da izin günümdeyim. ütü masası. Sigorta kartınız gerekiyor. | Open Subtitles | طاولة الكي أحتاج بطاقة التأمين الخاصة بك. |
| Doğru, ben ütü yapmayı beceremem. | Open Subtitles | أنا أعلم هذا صحيح أنا لا أجيد الكي |
| ütü masası neden hala burada? | Open Subtitles | لماذا لا تزال طاولة الكي في الخارج؟ |
| Çünkü temizlemesi daha kolay. Ve ütü yapmaktan nefret ediyorum. | Open Subtitles | لأن تنظيفه أسهل وأنا أكره الكي |
| Ve biraz daha katlama, temizlik, süpürme, ütü, pişirme. | Open Subtitles | و الطي و التنظيف و الكنس و الكي و المسح و الطبخ أكثر ! ؟ |
| ütü işi acil. Çok birikti. | Open Subtitles | الكي أمر عاجل، نحن في حاجة ماسة إلي ذلك |
| Bu adamla tanışana kadar meselenin farkında değildim, o zamanlar seksenlerinde olan bu adam birazcık kaotik biriydi; mesela domates çorbasıyla beslenir ve ütü yapmayı pek gerekli görmezdi. | TED | الآن , حقيقة لم أستطع أن أفهم إلي أن قابلت هذا الرجل الذي كان عمره آنذاك ثمانين عاما , قليل الخبرة نوعا ما الذي كان يعيش علي حساء الطماطم و كان يظن أن الكي مهم جدا . |
| Gördün mü, arkaya ve öne. ütü yapmak gibi. | Open Subtitles | للأمام والخلف مثل الكي تماماً |
| Bu en iyi yol ve sizin de Ke'yi almanıza izin vereceğimiz tek yol. | Open Subtitles | هو أفضل طريق والطريقة الوحيد التي سنسمح بها لأخذ الكي |
| Zamanla bizden korkacaklar ve nehirlere attığımız Ke'yi kullanarak bize karşı silahlar yapacaklar. | Open Subtitles | بمرور الوقت سيخافوننا ويستعملوا الكي المبعوث من خلال الأنهار لتصنيع اسلحة ضدنا |
| Ke'deki katışık maddeleri nasıl ayırıyorsunuz da hiç ufalanmıyor? | Open Subtitles | كيف تزيل الشوائب من "الكي" بدون ان ينهار؟ |
| Salish'i kandırmaya ve Ke'mizi çalmaya çalışmak. | Open Subtitles | لمحاولة خدع الساليش وسرقة الكي |
| Yani, KGB, sırf o değil tabii Ki, bu verilere ulaşmak için işkence yaparlardı. | TED | أعني الكي جي بي، وليس فقط الكي جي بي، كانت تقوم بالتعذيب من أجل الحصول على هذه البيانات. |
| Elke, Elke. Bekle bir dakika. | Open Subtitles | الكي الكي انتظري |