| Amigdala, beynin her iki yarısının derinlerinde Badem şeklinde bir organdır. | TED | وهي عضو يشبه في شكله حبة اللوز ويوجد عميقاً في كلا شقي الدماغ |
| Burası bütün arıcıların, arıların Badem ağaçlıklarına gittiğinin ertesi akşamı toplandığı yerdir. | TED | وحيث ان جميع مربي النحل يأتون بعد ليلة من نقل المناحل الى بساتين اللوز. |
| Sonra Ballı bademli krem. | Open Subtitles | بعد ذلك أستخدم صنفرة للجسم بالعسل و اللوز |
| Yağsız, bademli, mocha latte. Üzerinde de tarçın var sanırım. | Open Subtitles | قهوة حليب اللوز منزوعة الدسم مع قليل من القرفة على ما أعتقد |
| Işılda ev ve bademleri balla doldur... | Open Subtitles | دع البيت يشرق بلمعانه ويملأ اللوز بالعسل |
| Almond, bu ülke neden cehenneme gidiyor, hiç merak ettin mi? | Open Subtitles | اللوز ، نتساءل لماذا هذا ما يحدث بلد إلى الجحيم ؟ |
| Ağzımın tadı için, Cevizli şekerleme ve krema kullanmalıyım. | Open Subtitles | و يمكنني أن أستخدم الزجاج الطويل من حلوى اللوز و الكريم لغسل هذا بالاسفل |
| Birkaç yudum aldıktan sonra çayın Badem tadında olduğunu söyledi. | Open Subtitles | بعد بضع رشفات .. قالت ان للشاى مزاق اللوز |
| Badem, iki ardışkuşu, bir sepet incir... | Open Subtitles | حزمة من اللوز , طيور السمان وسلة من التين |
| Yara biraz Badem kokmaya başladı... bu iyi değil. | Open Subtitles | رائحة الجرح أصبحت كرائحة اللوز و هذا غير جيد |
| Kanser yapıyor. İlla yiyecekseniz bari yanında Badem yiyin. | Open Subtitles | إنها مسببة للسرطان, على الأقل إذا أردت أكل ذلك, تناول بعض اللوز |
| Yağsız, mocha, bademli latte üzeri tarçınlı. | Open Subtitles | قهوة حليب اللوز منزوعة الدسم مع قليل من القرفة على ما أعتقد |
| Frambuazlı cheesecake, çilek dağı, kenarları bademli kek ve acıbadem kurabiyesi alabilir miyim? | Open Subtitles | أيمكنني الحصول على قطعة حلوى بطعم التوت وأخرى بطعم الفراولة أريد قطعة الحلوى الذي يحيط بها اللوز |
| Keyfine bak, kendine yeniden bademli mocho doldur. | Open Subtitles | فقط ساعد نفسك بإعادة ملئ بمشروب موكا اللوز. |
| Işılda ev ve bademleri balla doldur... | Open Subtitles | دع البيت يشرق بلمعانه ويملأ اللوز بالعسل |
| Yanında çikolata kaplı İsviçre bademleri gönderiyorum. | Open Subtitles | ستجد بعض اللوز السويسري المكسو بالشوكولاتة |
| Şimdi, iyi bir kız ol ve gidip babana gizlice şu Jordan Almond'lardan getir. | Open Subtitles | ...والآن, كوني جيدة وإذهبي هناك وأحضري لوالدك, بعض اللوز |
| Bu Bay Cevizli Şekerleme ve Kaymaklı'nın izi. | Open Subtitles | هذه علامة مميزة لسيد حلوى اللوز والكريم. |
| Sen de, küçük kızsal keselere yüzlerce bademi tıkarken harika bir iş çıkarıyorsun. | Open Subtitles | و أنت تفعلين عملا رائعا في وضع اللوز في أكياس صغيرة للفتيات |
| Masaya şu bademlerden alabilir miyiz? | Open Subtitles | حسناً،هل يمكننا الحصول على بعض اللوز هنا ؟ |
| Eğer dönersen sana istediğin kadar draje alırım. | Open Subtitles | يمكنك الحصول بقدر ماتريد من اللوز الأردني إذا عدت |
| Evet, hastalarına tüm dişlerini göstererek, güler ve bademcik ameliyatını anlatır. | Open Subtitles | نعم، يبتسم بأسنانه كلها و يخبرهم بتجربته مع اللوز |
| Aslında bana fıstık ezmeli, ceviz ezmeli fındık ezmeli, çamfıstığı ezmeli yani kabuklu yemiş ezmesi olan herhangi bir şeyden sandviç yapabilseniz çok iyi olurdu. | Open Subtitles | أيمكنكم أن تصنعوا نفس الشطائر مثل بزبدة الفول السوداني, زبدة اللوز وزبدة الجوز وزبدة الجوز الأمريكي, وزبدة الفستق |
| bademin karşıtı gazlı bir içecek olabilir. | Open Subtitles | عكس اللوز هو المشروبات الغازية |
| "Sevgili dostum, bademlerin kokusu havayı sarmış ve Livadyalar çiçek açmış. | Open Subtitles | صديقتي العزيزة" رائحة اللوز المنتشرة في الهواء ".. |