| O da var ama, imleç kendi kendine hareket ediyorsa iş değişiyor. | Open Subtitles | هذا أيضاً، ولكن هناك أكثر من شيء يجعل المؤشر يتحرك |
| Üzerindeki işaretçi hareket etti ve "Yardım edin Max" yazdı. | Open Subtitles | وبدأ المؤشر بالتحرك وتهجأ كلمة، ساعدوا ماكس |
| Muhtemelen duracaksınız. Bu belki çok uzun olmayacak ama yine de fareyi bulmanız gerekiyor. Bulduğunuzda, imleci ekranda görebilmek için onu biraz oynatmanız gerekecek. | TED | عليك ان تتوقف ربما ليس توقفا كليا لكن عليك ان تجد المؤشر، ثم تجده ثم عليك ان تهزه قليلا لتجد أين يقف المؤشر في الشاشة |
| Şimdi, burada beynimin elektromanyetik dalgalarının bu göstergeyi yarıya kadar kaldırdığını görüyorsunuz. | Open Subtitles | والآن، ترى هناك الموجات الكهرطيسية لدماغي تقوم برفع ذلك المؤشر للمنتصف تقريبا |
| Eğer doğruyu söylersen ibre yeşile doğru gider. | Open Subtitles | إذا قلت الحقيقة سيتحرك المؤشر إلى اللون الأخضر |
| Çünkü eğer ilk veriyse, işaretçiyi ilk veri olarak değiştirmeniz gerekir. | TED | لأنه إذا كانت المدخل الأول ، يجب تغيير المؤشر إلى المدخل الأول |
| 5 dakika daha. Göstergeye bak. | Open Subtitles | فقط 5 دقائق أخرى انظر الى المؤشر |
| Ödemeyi işaretli parayla yapmamışsın. | Open Subtitles | لم تدفعي لبذلة النازيين الجديدة هذه من المال المؤشر عليه |
| Ve bu lazer imlecini kullanmayı çok istiyorum. | Open Subtitles | و أريد فعلا استخدام هذا المؤشر الليزري |
| Hemen ağırlıklarını at ve geri dön! Göstergen yanlış olabilir! | Open Subtitles | اسقط الأثقال وابداء العودة الأن , المؤشر قد يكون خاطئ |
| Üzerinde dolaştırdığında imleç nasıl kayboluyor görüyor musun? | Open Subtitles | أتريان كيف يختفي المؤشر عندما أنتقل فوقه؟ |
| Çünkü işlemci, imleç monitör ekranındaki bir düğme resmi üzerine geldiğinde fareye tıklandığını öğreniyor. Böylece işlemci, hangi düğme olduğunu bulması için belleğe monitör programını soruyor. | TED | لأن المعالج يعرف أنه تم النقر بالفأرة عندما كان المؤشر فوق صورة أو زر على شاشة العرض، وهكذا، يطلب المعالج من ذاكرة برنامج شاشة العرض لمعرفة ماهية ذلك الزر. |
| İmleç kendi kendine hareket etmiş. | Open Subtitles | و ذاك المؤشر تحرك من تلقاء نفسه |
| Hiç kendini yorma yalancı, dalaverici, orta yaşlı işaretçi. | Open Subtitles | وفر كلامك، أيها الكاذب، الخائن، المؤشر في منتصف العمر. |
| - İşaretçi sizin, siz de bizim elimizdeydiniz. | Open Subtitles | انت لديك المؤشر و نحن لدينا انت |
| İşaretçi sizdeydi, siz de bizim elimizde. | Open Subtitles | انت لديك المؤشر و نحن لدينا انت |
| Siteden siteye ve ülkeden ülkeye atlıyorum, imleci her gördüğümde sıradaki adresi ve şifreyi yazıyorum. | Open Subtitles | انا اقفز من موقع الى موقع من بلد الى بلد وفي كل مرة يظهر المؤشر اضع العنوان التالي و كلمة السر |
| Hedefimiz, gördüğün şu imleci zihninle hareket ettirmen. | Open Subtitles | الهدفُ هو دفعُكَ إلى تحريك ذاك المؤشر بعقلك |
| Gerçek olduğu zaman, genelde bazı salaklar göstergeyi sağa-sola oynatırlar. | Open Subtitles | عندما تأتي إلى الواقع ، هي عادة شخص أحمق يحرك المؤشر هنا وهناك. |
| Her neyse, ne zaman yanıp sönen göstergeyi görsem, sanki hala bana meydan okuyormuş gibi gelir. | Open Subtitles | على اي حال, متى أرى المؤشر الوامض كأنه لايزال هناك يتحدّاني |
| Eğer yalan söylersen, o zaman ibre kırmızıya doğru gider. | Open Subtitles | إذا كذبت، سيتحرك المؤشر إلى اللون الأحمر |
| Bununla ekrandaki işaretçiyi oynatıyorsunuz. | Open Subtitles | باستخدام الفأرة يمكنك تحريك المؤشر على سطح المكتب |
| Göstergeye baksana. Hala yakıt var. | Open Subtitles | انظر الى المؤشر لدينا وقود |
| İşaretli olanlar bugün güvenli bölgelere giremeyecekler. | Open Subtitles | الأشخاص المؤشر عليهم سيتم منعهم من التواجد بالمناطق الأمنة اليوم |
| Bir zahmet fare imlecini G harfinin üzerine getir ve tıkla, ben de seni daha fazla rahatsız etmeyeyim. | Open Subtitles | هلا تتفضلي بتحريك المؤشر وصولاً إلى حرف الـ(غ)؟ -انقريه وسأكف بعدها عن إزعاجك |
| Göstergen yanlış olabilir! Hemen ağırlıklarını at ve geri dön! | Open Subtitles | هذا المؤشر قد يكون خاطئ , القى الأثقال الأن |
| Ve imlecin bazı yıldızlara dokunmaya başlamasıyla bazı şekillerin ortaya çıktığını fark etmiş olabilirsiniz. | TED | وربما تلاحظون أنه بمجرد تحرك المؤشر ليلامس بعض هذه النجوم، يبدأ شكلها في التغير. |