| Alenen gülünüyordum, geçen arabalardan taciz ediliyordum, hayal dünyasında yaşadığım söyleniyordu. | TED | لقد تعرضت للسخرية والإساءة من السيارات المارة قيل لي إني واهمة. |
| geçen arabalar tarafından ezilen küçük hayvanları arıyorlar. | Open Subtitles | أنهم يبحثون عن الحيوانات الصغيرة التى تدهسها العربات المارة أنها ليست بعيدة الآن |
| St. Louis Katedrali sivri kulelerini ve gelip geçen insanlar kafalarını kaybeder. | Open Subtitles | تفقد كنيسة القديس لويس قبابها، ويفقد المارة رؤوسهم |
| Bir görgü tanığı bu sabahki soygunda robocop gördüğünü söylemiş. | Open Subtitles | بعض المارة يبلغون الشرطة عن عملية سطو على بنك هذا الصباح |
| Yanımızdan geçenler, tıpkı diğerlerine benzeyen bir çocuk gördüklerini düşünüyor. | Open Subtitles | المارة قد يظنون أنهم يرون طفلا كبقية الآطفال |
| Yoldan geçenlerden biri polisi aramış. | Open Subtitles | احد المارة اتصل بالبوليس و اخدونى للمركز |
| 4 kişi senin çalışanın, 2 garson, 1 zücaciye dükkanından satıcı kadın 5 de yoldan geçen yaya. | Open Subtitles | أربعة من موظفيك، ونادلين وبائعة من محل الأواني الزجاجية وخمسة من المارة. |
| Bu sabah, bu maskeli adam yoldan geçen birinin kamerasıyla görüntülendi.. | Open Subtitles | هذا الصباح هذا الرجل المقنع صور من طرف احد المارة |
| Yoldan geçen biri görmesi sakıncalı bir şey görmüştür? | Open Subtitles | أ أحد المارة شاهد شيئاً لم ينبغي عليه رؤيته؟ |
| Geç kaldı ve ben de yatmadım pencerenin önüne oturup, her geçen arabayı izlemeye başladım. | Open Subtitles | تَغيّبتْ عن موعد حضورها لذا بَقيتُ جالس عند النافذة أحدق في السيارات المارة |
| Her Tenterden pazarında geçen arabalara sepetle çörek satarmış. | Open Subtitles | كل يوم سوق تينتيردن , يبيع كعكات فليد من السلة إلى العربات المارة |
| Koşucu oradan geçen biri tarafından sabah 1:30 civarında fark edildi. | Open Subtitles | تم العثور على المرأة المهرولة حوالي الواحدة و النصف صباحا بواسطة المارة |
| Helikopterle yakından geçen gemilere posta dağıtılıyor. | Open Subtitles | نوصل البريد عبر المروحيات الى السفن المارة |
| Duyduğumuza göre bazen şatonun yakınından geçen foklara şarkı söylüyormuş. | Open Subtitles | هناك شائعة بأنه عادة يغني للفقمات المارة بقلعته. |
| 05:18 te oradan geçen biri tarafından 911'i arandı | Open Subtitles | تم التبليغ عنه في الـ 5: 18 من قبل أحد المارة |
| Sokaktan geçen arabalardan bağıran insanlar olurdu | TED | يصيح الناس في من سياراتهم المارة. |
| Terkedilmiş pezevenkler ise çöp adasından geçen arabalara müstehcen laflar atıyorlardı. | Open Subtitles | قوّادين يصرخون بكلام فاحش على السيارات المارة" "وقد تقطعت بهم السبل على جزيرة القمامة |
| Yoldan geçen biriyle dikkatini dağıtmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نصرف انتباهه فلنجعل أحد المارة... |
| Polislerle, görgü tanıklarıyla lafa dalacaksın. Hatta Captain Cold'la bile. | Open Subtitles | , أنت ستدردش الأمر مع الشرطة , ومع المارة |
| Ve eğer düşecekse, öyle bir şekilde düşecek ki kenardan geçenler onu bir memur sanacak! | Open Subtitles | و إذا سقط يجب ان يسقط بطريقة يغطى بها على حالته حتى يعتقد المارة انه ضابط |
| Diyebilmek kötülüğe hayranlık göstermek... gelip geçenlerden şeytanı çizmek... | Open Subtitles | -نعم وأنأصبحمندفعالمنععملشرير... أن تطرد الشياطين من المارة... |
| Günümüzdeki yapay zekâ, bir resimde yayayı saptamak gibi bir görevi yapabilir, fakat bir yayanın ne olduğunu kavrayamaz, yaya onun için bir çizgiler, dokular ve bazı şeylerin toplamıdır. | TED | لذلك فإن الذكاء الاصصناعي هذه الأيام يمكنه أن يقوم بمهمة مثل تحديد المارة في صورة لكنه لا يدرك مفهوم المارة عدا عن أنه مجموعة من الخطوط والأخاديد وأشياء أخرى. |