| Neden olmasın Yüzbaşı? Bizim için burada bir şey yok. | Open Subtitles | لا أرى المانع يا كابتن لا يوجد شيء هنا لنا |
| Ama bunu karşılamaya güçleri yeter, yani neden olmasın? Sen... | Open Subtitles | ولكن إذا كان باستطاعتهم تحمل نفقة ذلك، فما المانع في الأمر؟ |
| Bu oldukça iğrenç bir istek ama neden olmasın. | Open Subtitles | إنه طلب مقزّز للغاية، لكن لا أرى ما المانع. |
| Bu ölümcül engel her yumurtlama mevsiminde birçok kurbanın canına mal oluyor. | Open Subtitles | هذا المانع القاتل يحصد العديد من الضحايا كل موسم تناسل |
| Kart onlarda, bizi ifşa etmek için Niye kullanmasınlar? | Open Subtitles | وهي بحوذتهم فما المانع من استخدامهم لها في فضحنا؟ |
| Curtis Peck'i öldürdün, kızıma Engelleyici verdin... | Open Subtitles | لقد قتلت كورتيس بيك لقد أعطيت لإبنتى المانع إبنتى توم |
| Tepkileri görünce iyi şeyler olabilir diye düşündüm ve neden olmasın dedim. | Open Subtitles | لكن بعد أن رأيت الإستجابة الأولى، بدأت أفكر لو أنني أستطيع أن أفعل عمل جيد، ما المانع إذاً؟ |
| Yani neden o kadar çok insan olmasın? | TED | إذاً فما المانع لكل هؤلاء الناس؟ |
| - Neden olmasın? Gözlerin de var, popon da. | Open Subtitles | لا أرى المانع لديك عيون ومؤخرة |
| Evet , birkaç gün önce oraya gittim, kocası yoktu, neden olmasın diye düşündüm. | Open Subtitles | اجل اسمع، لقد ذهبت إليها في الصباح قبل يومين كما تعلم، لأن زوجها ليس بالمنزل وفكرت "ما المانع"؟ |
| Ayrıca biraz doğranmış ada çayı ekleyebilirsin. Neden olmasın? | Open Subtitles | وأيضاً أضيفي نبات المريمة ، ما المانع ؟ |
| Tanrım! Tabii, neden olmasın ki? Sorduğun için sağ ol. | Open Subtitles | ما المانع من ذلك أشكرك على سؤالك |
| Neden olmasın? | Open Subtitles | بالتأكيد ، ما المانع ؟ |
| Neden olmasın.. | Open Subtitles | لا اري ما المانع |
| Aslında neden olmasın? | Open Subtitles | حسنا , لا ارى ما المانع. |
| Biliyorum teknik olarak yarın sadece seçmeler var, ama ben düşündüm ki, "Neden olmasın?". | Open Subtitles | ... أعلم أن هنالك تجربـة أداء فحسب يوم الغد بشكل تقني لكنني قلت في نفسي : " و ما المانع " ؟ |
| En büyük engel sinaptik bağlantıları yeniden çalıştırmada, ve zarar görmemiş CNS sinir hücrelerini farklı sinyallere adapte etmek için yetiştirmesinde. | Open Subtitles | المانع الأكبر لها هو إعادة تنظيم الإرتباطات الرئيسية وتدريب الخلايا العصبية الغير مدمرة على التعايش مع بيئة مختلفة في الجسم |
| Bundan sonra sırada, en büyük engel var. | Open Subtitles | تمّ عبور المانع الأول |
| Peki Niye uyarmamıştı? | Open Subtitles | فماذا كان المانع ؟ |
| Bize Engelleyici tasmalar taktı. Fakat bizi bundan kurtaracağımı biliyordu. | Open Subtitles | لقد وضع الطوق المانع على رقبتنا, لكنه يعلم أننا سنستطيع نزعه و الخروج من هُناك. |
| - Biraz ara versek ne olur ki? | Open Subtitles | -ما المانع من استراحة؟ |
| Nedenmiş, Caroline? | Open Subtitles | وما المانع يا (كارولين)؟ |
| Ne olacak ki dedim. İçeri girip bir şeyler aldım. | Open Subtitles | فنظرت فوجدت أن الرجل ميت فقلت ما المانع ؟ |