| Takas etmek istiyorsan değerli bir şeyin olsa iyi olur. | Open Subtitles | اذا اردت المبادلة من الأفضل ان يكون لديك مقابله قيم |
| Yarın saat 13:00'da adamlarımın Takas yerine götürmesine yardım edeceksin. | Open Subtitles | والتي ستساعد لنقل رجالي لعملية المبادلة غدًا في الـ10 صباحًا. |
| Bizlerden birini indirmiş olsaydınız bu takası numara olarak düşünürdü. | Open Subtitles | سترتأي تلك المبادلة نهبًا إن ظنَّت أنّك قتلت أحد رجالنا. |
| takası kabul et, sonra istediğini yaparsın. | Open Subtitles | وافق على المبادلة ثم سأدعك تفعل ما شئت به |
| Değiş tokuş için tüm ajanlar yerlerini aldı ve hazır Ajan Dun. | Open Subtitles | جميع العملاء في أماكنهم ومستعدين لعملية المبادلة |
| Demiştin ki... eğer onlardan biri olsaydın... bizi bir tuzağa sürükleyip... bizden birilerini ele geçirip... bizi takasa zorlarmıştın. | Open Subtitles | أنك ستقودنا لفخ و تمسك بقومنا و تجبرنا على المبادلة |
| Takasın yapılmasını istediği yeri kabul etme. | Open Subtitles | بمجرد أن يخبرك بمكان المبادلة ارفض المكان |
| Takas yapmazsak neler olacağını konuşalım. | Open Subtitles | دعونا نتحدث عن ما سيحدث لو لم نوافق على المبادلة |
| Bir güvenlik görevlisi üstümüzde bitti. ve galiba Takas yapmak istiyor. | Open Subtitles | لقد أوقع بنا أحد الحراس أظن أنه يريد المبادلة |
| Takas yeri burası değil. Bu sadece herkesin hayatta olduğuna emin olmak içindi. | Open Subtitles | ليست هذه نقطة المبادلة بل مجرّد تأكيد على حياة الجميع |
| Takas sanatı sayesinde bu garaj satışından elimde en iyi mallarla çıkacağım. | Open Subtitles | من خلال فن المبادلة سوف أخرج من الكراج مع أفضل قطعة موجودة فيه |
| Ve dün teklif ettiği Mariana'ya karşılık beni istediği Takas bile onun fikri değildi. | Open Subtitles | وعملية المبادلة التي قام بها بالأمس ماريانا مقابلي لم تكن أيضاً فكرته |
| Bunları tavuk, peynir, unla Takas edersin. | Open Subtitles | يمكنهم المبادلة بالدجاج، الجبنة و الدقيق |
| takası yapmama yardım et, teslim olacağım, gerekirse hapse girerim. | Open Subtitles | ساعدنى فى هذه المبادلة ثم سأسلّم نفسى واذهب للسجن, أياً يكن |
| takası yapacak ajan çocukla beraber buluşma yerinde bekliyor ve temas kurmak üzere. | Open Subtitles | حسناً ، الوكيل المسؤول عن المبادلة في الموقع مع الفتي ، ينتظر أن يتم الاتصال به |
| takası orada yaparsınız. Sınırın ötesinde güvende olacaklarının farkındalar. | Open Subtitles | يمكنكم إجراء المبادلة هناك، يعلمون أنّهم سيكونون آمنين وراء الحدود. |
| Değiş tokuş yapmak isteyen var mı? | Open Subtitles | أريد أحدكم المبادلة ؟ |
| takasa gerek yok. Alabilir. | Open Subtitles | ليس علية المبادلة يمكنه أن يحصل عليها |
| Sayın Başkan Çinlilerin, bu Takasın yapılmasına razı olduğuma inanmaları gerekiyor. | Open Subtitles | سيدى الرئيس, أحتاج أن يصدق الصينيون أنى أنوى تنفيذ المبادلة |
| - Değişelim mi? | Open Subtitles | أتريدين المبادلة ؟ |
| Mal burda. Değiş tokuşu bir saatte yapabiliriz. | Open Subtitles | البضاعة موجودة، بإمكاننا عمل المبادلة في ساعة |
| Bu yapmaya niyetli olduğum bir takastı. | Open Subtitles | كانت تلك المبادلة التي أنوي القيام بها |
| - Değişmek ister misiniz? | Open Subtitles | أتريدون المبادلة ؟ |