| Kimi zaman, bir kocanın arkadaşlarını maç izlemek için çağırdığında kablolar kesilerek... | Open Subtitles | واحياناً ، بقطع سلك التلفاز.. عند وصول اصدقاء الزوج ، ليتابعوا المباراه |
| Görmeliydin inanılmaz bir atıştı. maç budur işte. | Open Subtitles | كان عليك أن تشاهديها أضافوا لنا ثلاث نقاط كسبنا بهم المباراه |
| Son maçı kaybettikten sonra bir daha asla seni görmeyiz sanmıştım. | Open Subtitles | لقد اعتقدنا اننا لن نراك مجددا. بعد ان خسرت المباراه الأخيره. |
| maçı doğrudan Amerikan Kuvvetleri kapalı devresinden dinliyorsunuz. | Open Subtitles | المباراه تنقل اليكم مباشره من لوس انجلوس على شبكه القوات الامريكيه |
| Buraya oturun. oyun bitene kadar bekleyin. | Open Subtitles | اجلس هنا يجب ان تستمر حتي انتهاء المباراه |
| Odalarınızı topladığınızda anneniz de size maça gitmek için izin verecek. | Open Subtitles | ساعدوا فالتنظيف كي تستطيع أمك مراجعة الأختبار بينما نحن في المباراه |
| oyunu bu küçük Philco'dan izledim... ve ufak Ollie'nin kazanan vuruşu yaptığını duydum. | Open Subtitles | لقد سمعتُ المباراه على الراديو وسمعتُ أن أولي الكبير قام بتسجيل النقطتين الحاسمه |
| Bazı kurallar yazmalıyız yüzbaşı, ama bu maçtan sonra. | Open Subtitles | ستكتب قاعده حول هذا الامر يا سيدي لكن بعد هذه المباراه |
| Selam millet. maç devam ediyor mu? | Open Subtitles | مرحا يا أصحاب هل المباراه ما زالت قائمه؟ |
| Karar verilmiştir. maç üç ay sonra yapılacaktır. | Open Subtitles | اذن فقد تقرر الامر سنلعب المباراه بعد ثلاث شهور |
| Bak, maç biter bitmez orada olacağız yani, ilk yarıdan sonra geliyoruz. | Open Subtitles | اسمعي , سوف نكون هناك حالمل تنهي المباراه اقصد بين الاشواط |
| Sprewell'in maç sayısı ile Knicks Sacramento'ya karşı... | Open Subtitles | المباراه أنتهت بالضربه الأخيره و المباراه تنتهى لصالح الكينيجز بتنيجه 97 : |
| Yine de maçı izlemek fena olmazdı. | Open Subtitles | لكن كان سيكون لطيفاً أن تحضر المباراه أيضاً |
| Ayrıca duyduk ki, bu "maçı" kaybederseniz vergileri üç yıl iptal edecekmişsiniz. | Open Subtitles | كما نري انك لو خسرت هذه المباراه فانك ستقوم برفع ضرائبهم لثلاث سنوات مقبله |
| maçı izlemek için kalacağız değil mi ? Ahbap, girerim ve çıkarım. | Open Subtitles | ـ سنبقى لمشاهدة المباراه ـ سأنهى العمل ثم أخرج |
| Mesele artık tapınak, lagaan ya da oyun değil. | Open Subtitles | الامر لا يخص المعبد او الضريبه او المباراه |
| Çünkü cuma akşamları, oyun zamanı geldiğinde, işte oradasın. | Open Subtitles | لانه في مساء الجمعه , عندما يكون موعد المباراه يكون هناك أنتي |
| Cuma günkü maça götürdüm. Daha devre arasına girmeden bitti. | Open Subtitles | احضرته إلى المباراه يوم الجمعه وبعته كله في منتصف المباره |
| Bu oyunu kazanmalısınız! | Open Subtitles | لن تكسب هذه المباراه لن تكسب هذه المباراه |
| Koç maçtan önce moraliniz bozulmasın diye mayoyla duş almamı istedi. | Open Subtitles | المدرب جعلني اقسم ان لا اخبر احدا لكي لا اهبط عزيمتكم قبل المباراه المقبله |
| Hayır. Ya beni Oyundan atarsın ya da deli gibi bağıracağım. | Open Subtitles | لا، أطردني من المباراه وإلا سأبدا بالصراخ كالمجنون |
| Preeti ileriye doğru hızlandı. Komal canlandı, Sonraki maçın hakkından geleceğiz. | Open Subtitles | بريتى بتتقدم ,كومال لا تدعيها تتقدم عليكى تعادلى فى المباراه القادمه |
| Maçta öğrenecektim. Ön sırada oturan bir adam düşmem için işaret verecekti. | Open Subtitles | كانوا سيقومون باخبارى اثناء المباراه كان هناك رجل فى الصف الاول |
| Ama Santiago Munez'in bir anlık öfkesi neredeyse oyuna mâl olacaktı. | Open Subtitles | لكن مونيز بلحظة جنون كان ممكن ان يكلفهم خسارة المباراه تقريبا |
| Bunu oyunda yapsaydın, faul sayılırdı. | Open Subtitles | إذا فعلت ذلك في المباراه. سيكون خطأ تقني للقتال. |
| Daha oyunun başında, baskılarını hissettik büyük bir eforla sahaya çıktılar. | Open Subtitles | أحسسنا حضورهم من بداية المباراه. عندما خرجوا بهذا الجهد والحماس المدهش. |