| Ve para kazanmamız için tüm kirli ayakkabıları bize gönder. | Open Subtitles | وقرب منا كل الأحذية المتسخة , لنحصل على المال الكافي |
| kirli dizlerim ve eğri dişlerim profesyonel bir dansçı olmak için gereken nitelikler arasında yoktu. | TED | لم تكن ركبي المتسخة وأسناني المتكسرة ضمن قائمة المطلوبات لأصبح راقصة محترفة. |
| Ve burada da şu kirli, sanki pespaye gibi, karanlık gibi olan bilgisayar odası. | TED | و كانت هناك تلك الغرفة المتسخة الرديئة، كانت غرفة كمبيوتر مظلمة |
| kirli çamaşırlarımızı boş bir tedarik gemisine yüklüyoruz ve uzaya gönderiyoruz. | TED | نضع ملابسنا المتسخة في سفينة تموين فارغة ونرسلها عبر الفضاء. |
| Belki de kulağına pis şeyler sokmayı bırakmanın zamanı gelmiştir. | Open Subtitles | ربما، حان الوقت لتتوقف عن وضع الأشياء المتسخة داخل اذنيك |
| Gelip herkesin ortasında kirli çamaşırlarını yıkıyorsun. | Open Subtitles | انت تأتي ثم تغسل ملابسك المتسخة امام العلن |
| Bayan Pilant. Otelde kirli çamasrlar ne yaplr? | Open Subtitles | آنسة بيلانت، كيف تعامل الملابس المتسخة في الفندق |
| Galiba yanlışlıkla kirli çamaşırlarımı getirmişim. | Open Subtitles | أظنني أحضرت ملابسي المتسخة عن طريق الخطأ |
| Bayan, kirli çamaşırlarınızı yıkadım ve ütüledim. | Open Subtitles | يا انستي , لقد قمنا بغسل الملابس المتسخة |
| Sadece çok kirli olan yerlerle uğraşın. | Open Subtitles | فقط نظفها جيدا خصوصا الاجزاء المتسخة للغاية .. |
| Ya kirli çamaşırlarını gizlice bizimkilerin arasına sokması? | Open Subtitles | ماذا عن وضعه لملابسه المتسخة فى ملابسنا خلسة؟ |
| Bak, kirli kahve fincanları hakkında çok şey biliyorum... ve bir sürü gerçek biliyorum. | Open Subtitles | اسمعي، أنا أعرف الكثير عن فناجين القهـوة المتسخة وأعلم الكثير من الحقائق |
| Ben kirli cam düşmanıyım. Size dünyayı tertemiz göstereceğim. | Open Subtitles | أنا مخلصكى من النوافذ المتسخة والحشرات الميتة |
| kirli çoraplarını burada bırakma demiştim. | Open Subtitles | لقد طلبت منك أن لا تترك جواربك المتسخة في الخلف. |
| Görünüşe göre pek çok şanslı anne sepetler dolusu kirli çamaşırla karşılaşacak. | Open Subtitles | يبدو أنا الكثير من الأمهات سيحصلون على سلال ملأى بالملابس المتسخة |
| Benim kamyonda sadece yedek lastik ve kirli iç çamaşırları var. | Open Subtitles | بالواقع صندوق سيارتى فارغ لكن هناك فضلات وملابسى الداخلية المتسخة |
| Missie bana bir iyilik yapıp babanın kirli çamaşırlarını getirir misin? | Open Subtitles | ميسى هل صنعتى لى معروفا وأحضرتى ملابس والدك المتسخة ؟ |
| kirli elbiselerini yol boyunca götürecek değilim. Neden yapayım ki? | Open Subtitles | لن أجر ملابسك المتسخة طوال الطريق، ولم أفعل ذلك؟ |
| kirli giysilerini bırakırsan yıkatırım. | Open Subtitles | إن تركت ثيابك المتسخة فسأعمل على تنظيفها |
| Gir bakalım küvete pis kız seni. | Open Subtitles | أدلفي إلى الحوض، أيها الفتاة المتسخة. |
| İki çıban açtım, pansuman yaptım ve sıraca hastalığındaki tam gelişmiş ilk vakamı gördüm. | Open Subtitles | قطعت اثنين من الدمامل وغيرت الضمادات المتسخة ورأيت أول حالة لداء الخنازير |