| İran'daki Yeşil Hareket boyunca eylem koordinasyonu için Protestocular, interneti ve eski usul söylenti yöntemini kullandılar. | TED | خلال الحركة الإيرانية الخضراء، استخدم المتظاهرون الإنترنت وتناقل الأحاديث التقليدي لتنظيم مسيراتهم. |
| Doktor, Protestocular insan organı klonlamak insan klonlamaya yol açar diyor. | Open Subtitles | دكتور، المتظاهرون يطالبون باستنساخ الأعضاء البشريّة وسوف يؤدّى هذا إلى استنساخ جميع البشر |
| Protestocular, konuşma haklarının olduğunu söylediler. | Open Subtitles | حيث يطالب المتظاهرون بحقهم في حرية التعبير |
| protestocuların "bombalı eylemleri", polislere yapılan "saldırılar" mı? | Open Subtitles | حيث يقوم المتظاهرون بالتفجير والاعتداء على ضباط الشرطة؟ |
| Doğru, protestocuların konuşma özgürlüğünü dile getirdiği kaldırımları yaptı diye belediyeyi dava edemezsiniz. | Open Subtitles | صحيح, لا يمكنك مقاضاة المدينة لبناء أرصفة مشاة حيث يعبر المتظاهرون عن خطاب حريتهم |
| Sadece bu değil. DC bölgesinden de otobüslerle yüzlerce protestocu getiriyorlar. | Open Subtitles | ليس هذا فحسب ، فهم ينقلون مئات المتظاهرون بالحافلات من العاصمة |
| Binlerce savaş karşıtı gösterici şehri bloke etmek üzere... | Open Subtitles | المتظاهرون ضد الحرب اتوا الي العاصمة واشنطون |
| O ibne göstericiler bunu asla anlamayacaklar. | Open Subtitles | هؤلاء المتظاهرون الملاعين لن يفهموا ابدا |
| O zamandan beri Protestocular giderek büyümekte ve binanın çevresinde toplanmakta. | Open Subtitles | و منذ ذلك الوقت إحتشدت الكثير من المتظاهرون و يطالبون بإعادة عش النسر مكانه على البناية |
| Protestocular buna günümüzün Babil Kulesi diyorlar. | Open Subtitles | المتظاهرون يدعون هذا اليوم الحديث ب برج بابل. |
| Protestocular havai fişek ve şişe fırlatmaya başladı. | Open Subtitles | عندما بدأ المتظاهرون رمي الألعاب النارية والزجاجات |
| Protestocular dünden beri Başkan Walker'ın istifası için Beyaz Saray'ın önünde toplanıyorlar. | Open Subtitles | المتظاهرون قد تجمعوا في البيت الأبيض منذ يوم أمس يطالبون الرئيس ووكر بالاستقالة |
| Öğrencisinden İslamcısına, İslamcısından işçi partisi üyesine Protestocular birçok farklı seçmen grubunu temsil ediyor. | Open Subtitles | من الطلاب إلى الإسلاميون إلى أعضاء حزب العمال, يمثل المتظاهرون عدة دوائر إنتخابية, |
| Evet, o Protestocular haftalardır bağırıp duruyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء المتظاهرون يصرخون بوجوهنا طيلة أسابيع. |
| Protestocular, Kiev Devlet İdaresi Binası'nı işgal ettiler. | Open Subtitles | سيطر المتظاهرون على مبنى مديريّة مدينة كييف |
| Protestocular ve siviller polisle askerlerle iç içeydi, karmakarışık haldeydi. | Open Subtitles | اختلط المتظاهرون والمدنيّون مع رجال الشرطة اختلطوا مع الجنود، في فوضى عارمة |
| Protestocular büyük kalabalıklar hâlinde sokaklara iniyor. | Open Subtitles | المتظاهرون يخرجون إلى الشوارع في أعداد كبيرة |
| Bakın ekipmanlarımız durduruluyor. Hepsi protestocuların suçu. | Open Subtitles | انظروا، لا تنفكّ معداتنا تتعطلُّ، وهؤلاء المتظاهرون هم الملومون. |
| protestocuların Milyonlarca İnsan Yürüyüşü sırasında kimyasal tuvaletleri yaktığı zaman ki durum hariç. | Open Subtitles | عندما أحرق المتظاهرون المبولات العامة |
| Bu protestocuların izni var. | Open Subtitles | أولئك المتظاهرون لديهم تصريح بذلك |
| Durun. Demek istediğiniz bir protestocu kanunu çiğnerse durup öylece seyredecek miyim? | Open Subtitles | ونرى المتظاهرون يخرقون القانون ونقف لنشاهدهم وحسب؟ |
| Seni yakalamaya çalışan kişi bir polis ya da gösterici miydi? | Open Subtitles | المتظاهرون أم الشرطة من حاول النيل منكِ؟ |
| göstericiler, Sovyet hakimiyetinin sembolü olan orak ve çekiç figürünü parçalamıştı. | Open Subtitles | مزّق المتظاهرون رمز الهيمنة السوفيتية؛ المطرقة والمنجل |