| Denemeye devam etmiş azim ve kararlılıkla ayaklarını... çırpmış ve sütü tereyağına çevirmiş. | Open Subtitles | واستمر في محاولته مع المثابرة والجهد وهو عاقد العزم على النجاة واستطاع المرور من هذا الكريم |
| Sıkı çalışma, azim ve sebat her zaman kazanır. | Open Subtitles | العمل الشاق,الاصرار و المثابرة ينجحون دائما |
| Bana azim, yaratıcılık ve sorumluluk ile ilgili çok şey öğrettin. | Open Subtitles | لقد علمتني الكثير عن المثابرة والإلتزام والإبداع |
| azim. Dünyada hiçbir şey Azmin yerini alamaz. | Open Subtitles | المثابرة، لا شيء في العالم يمكن أن يحل محل المثابرة. |
| Ama buradaki gerçek hikâye binlerce kişinin Amerikan vatandaşı olmak için gösterdiği Azmin ne kadar önemli olduğu... | Open Subtitles | لكن القصة الحقيقية هنا كان واحدا من المثابرة لآلاف الذي جاء ليكون من المجنسين كمواطنين أميركيين ... |
| Bir shinobi için önemli olan takım çalışması ve azimdir. | Open Subtitles | ماهو المهم لدى الشينوبي هو عمل الفريق و المثابرة. |
| Onlarda insan gücü varsa bizde de azim var. | Open Subtitles | هم لديهم القوة البشرية و نحن لدينا المثابرة و انتصار الارادة |
| Ve onu iyi bir muhabir yapan şey azim ve tutkunun herkesçe paylaşılmak zorunda olmamasını anlamasıydı. | Open Subtitles | وما جعله مراسلة بارعة أنها فهمت المثابرة والرحمة ليس من الضروري أن تكون بشكل متبادل .. |
| azim ve kararlılık tek başlarına bütün güce sahiptir. | Open Subtitles | المثابرة والعزم وحدهما يمثلان القوة كلها. |
| Başlangıçta birçok başarısızlık yaşamamıza karşın, istediğimiz sonuçları alabilmek için yeterince azim gösterebilmiştik. | TED | وأظهر لنا أنه على الرغم من الإخفاقات العديدة في البداية، كنا قادرين على المثابرة خلالها للحصول على نتائج الاختبار التي أردناها. |
| Yaygın görüşe göre, hayattaki payınız vasatın altı olsa bile azim, sıkı çalışma ve piyasanın erdemleriyle, kendinizi yoktan var edebilirsiniz. | TED | الرواية السائدة هي أنه حتى لو كان معظم ما تملكه دون العادي. مع المثابرة والعمل الجاد وبعوامل السوق الحرة. يمكنك أن تحول فقرك إلى ثراء. |
| Öğrencilerde azim yok. | TED | إن الطلاب يفتقرون إلى المثابرة |
| Çocuklarda geliştirmeniz gereken girişimcilik niteliklerinden bazıları beceri, azim, liderlik, iç gözlem, dayanışma, değerler. | TED | بعض خواص الصعامين التي يجب ان نربيها في اطفالنا الاصرار ، المثابرة والقيادة والتأمل ، والترابط ، والقيم الاخلاقية . |
| azim her sporun onda dokuzudur. | Open Subtitles | المثابرة هي أهم شيء للتمكن من أي رياضة. |
| Shaolin'in ruhu bana azim ve cesareti öğretti. | Open Subtitles | روح الشاولين علّمتني المثابرة والكرامة |
| Ve sana Azmin önemi gibi gerekli şeyleri de göstermiştim zaten, değil mi? | Open Subtitles | وقد بينت لك سلفًا أهمية المثابرة... وما إلى ذلك، صحيح؟ |
| Azmin anlamını biliyor musunuz Bayan Melas? | Open Subtitles | أتعلمين ما معنى المثابرة آنسة (ميلاس) ؟ |
| Azmin ve yeteneğin getirdiği mükâfatların bir hatırlatıcısı olarak." | Open Subtitles | كتذكرة بمكافأة المثابرة... والمهارة" |
| Efsanemizde, Herkül'ün devam etmesini sağlayan da aynı azimdir. | Open Subtitles | فى الأسطورة لقد كانت (نفس المثابرة التى أعتنقها (هرقل |
| Ama bazen metanet yeterli değildir, özellikle eğitimde. | TED | ولكن بعض الأحيان المثابرة ليست كافية، خصوصًا في التعليم. |