"المجازر" - Translation from Arabic to Turkish

• katliam
• katliamlar
• Mezbahaya
• katliamdan

Aynı şey ajanların için de geçerli Perales. Daha fazla katliam istemiyorum!
نفس الشيء بالنسبة لعملاءك يا, "بيراليس" لا أريد المزيد من المجازر!

O noktada epey katliam oldu.
جميع أنواع المجازر حدثت في تلك البقعة.

Vahşet, katliam, kıyım.
لا أعرف... أيًا ما تسميها، الوحشية، المجازر

Nazilerin özgürlük ve şeref adına tüm Avrupa'da gerçekleştirdiği katliamlar da sizin gözlerinizi açmaya yetmedi mi?
لذا فإن المجازر البشعة, للحزب الوطني الاشتراكي قامت في كافة أنحاء أوروبا بإسم الحرية والشرف لم تفتح عينيكِ؟

Ama sonra, tanık olduğu katliamlar yüzünden travma geçirmiş ve hayatını yerlilere adamış.
ولكن لاحقًا، تصدمه المجازر التي شهدها فيكرّس حياته للهنود

Mezbahaya giderse iyi bir fiyata alabilir sanıyorum.
أعتقد إنّه سيدفع سعراً مناسباً أفضل من دار المجازر

Hem iblis hem de insan şiddetini önleyen tapınak büyüleri kullanıyoruz böylece katliamdan arındırılmış Caritas yaratacağız.
... تعويذة جديدة لمنع عنف الشيطان و الأنسان كاريتاس" خالي من المجازر"

Ama daha fazla katliam istiyorsun sanmıştım.
ولكن اعتقدت أنك تريد المزيد من المجازر.

Eğer Dünya'ya testleri karıştırdığımı söylersen Dibala şehit ilan edilir ve katliam başlar.
إذا أخبرتَ العالم بأنّني زيفتُ ذلك الاختبار سيغدو (ديبالا) شهيداً وستبدأ المجازر

Ama bu katliam ve dehşet öyküsü daha bitmemişti.
وهذه رواية من المجازر... . والرعب ...

Her tarafı katliam kokar.
و لا يعرف إلا المجازر

Sınırdaki halka katliam yaptı.
الحدود تمنع المجازر

Dört yıl süren bir katliam.
أربع سنوات من المجازر

katliamlar Lübnanlı Hristiyan Müfrezesi'nin evine ait elit bir özel güvenlik oluşumuyla gerçekleşiyor.
ارتكبت المجازر قوات الأمن ذات التدريب المميز من قوات الكتائب اللبنانية.

Hastalıklar, savaşlar, katliamlar.
أعني, كالكثير من الأوبئة و الحروب و المجازر

katliamlar ve suikastlar Craxi ve Andreotti'nin işidir.
"المجازر والمؤامرات هي من صنيع (كراكسي) و (آندريوتي)"

katliamlar bir çift için onu çerçeveli.
يشكل لها لبضع المجازر.

İki kadın bu katliamdan saklandılar ve öyküyü anlatmak için yaşadılar.
امرأتان نجيا من تلك المجازر