| Bugün, bu dakika itibarıyla, elimdeki bu lanet küreği atıyorum. | Open Subtitles | إبتدائاً من اليوم، ومن هذه اللحظة، سأضع المجرفة اللعينة جانباً. |
| O küreği bırak da gelip Colorado'yla konuş. | Open Subtitles | وضع هذه المجرفة أسفل عندما تتحدث الى كلورادو |
| küreği bırak, tabi üzerimde kullanmayı düşünmüyorsan. | Open Subtitles | أترك المجرفة, إلا إن كنت تُخطط لإستعمالها علي. |
| - kürek, saç, parmak izlerim, kan. - Ve benzin. | Open Subtitles | المجرفة و الشعر و بصمات أصابعي و قليل من الدم |
| kürek elinden fırladı ve gidip bir gaz lambasına çarparak patlattı. | Open Subtitles | ففقد المجرفة لقد طارت من قبضته لتصيب مصباحا من الكيروسين |
| Metal tozları kürekle uyuyor. Birileri mezarlığı kazıyordu. | Open Subtitles | البقايا المعدنية تتلائم مع المجرفة أحدهم كان يحفر في المقبرة |
| Yoksa yemin ederim, bu küreği kafasına geçirecem | Open Subtitles | أو أقسم بالسيد المسيح، أني سأضرب رأسه بهذه المجرفة. |
| Bunu izlemeleri, bunda bir farklılık olduğunu gösteriyor. Bu izin, küreği test etmemi de kapsıyor mu? | Open Subtitles | معظم الذباب على هذه المجرفة يخبرنا أنّ هناك شيء مختلف حول هذه |
| Hodges atölyede bulduğun küreği analiz etti. | Open Subtitles | هودجز حلل المجرفة الذي وجدتها في المتجر الاخشاب. |
| küreği ver. Biraz ben yapayım. | Open Subtitles | حسنا ، ناولني المجرفة سأساعدكم لمدة من الزمن |
| küreği bulduğunuz geceyi anlat. | Open Subtitles | أخبريني بشأن الليلة التي وجدتن فيها المجرفة |
| Haydi bir küreği al kazmaya başla. | Open Subtitles | تبنيّ كوخاً؟ هيا, أبدأ بالحفر, خذ المجرفة |
| Bence birisi beni gömmeye çalışıyor ama ben onların eline küreği vermeyeceğim. | Open Subtitles | يارجل أنا أعتقد بأن شخص ما يحاول دفني وأنا لن أُسلم له المجرفة |
| Eğer kürek geri gelmezse bütün esirler cezalandırılacaktır. | Open Subtitles | اذا المجرفة لم تعد فأن المعسكر كله سيتعرض للعقاب |
| Tehlikeli madde ekibi gelip kimyasal bir sızıntı olduğunu anlayınca zehirli toprağı toplamaya başlıyor ve o anda kürek bir kürekkemiğine çarpıyor. | Open Subtitles | و يكتشف سكب مواد كيميائية من نوع ما يبدأ بإزالة التربة السامة و فجأة المجرفة تضرب بعنف لوح كتف الجثة |
| O gece tek başına eve gelene kadar kamyonetin arkasında kürek görmemiştim. | Open Subtitles | ولكن ، بعدها عاد أبّي بمفرده تلك الليلة لقد رأيت المجرفة في مؤخرة الشاحنة |
| Çekiç veya kürek gibi, ama daha karmaşık. | Open Subtitles | مثل المطرقة أو المجرفة ولكنها أكثر تعقيداً |
| Yarınki temel atma töreninde birşeylere gümüş bir kürek sokuyor olacağım. Bildiklerinden kurtulmak istiyorum. | Open Subtitles | سوف أضع المجرفة الفضية في أرض المشروع للمباشرة بأعمال البناء غداً |
| Elindeki toprağı analiz etmemiz gerekiyor, bunu kürek ve kalıntılardakilerle karşılaştırmamız lazım. | Open Subtitles | يجب ان نقوم بتحليل التراب من على يديه و نقارنه بالتراب الذي على المجرفة و على الجثة |
| Sabahtan akşama kadar... kamyonların bıraktığı olabilecek en berbat... organik çöpleri kürekle temizlerdim. | Open Subtitles | كنت أقضي يومي كاملا أحمل المجرفة و أنظف النفايات العضوية تجرف إلى شاحنة مخصصة |
| Kurşun, küreğe çarpıp üç numaraya sektiği anda çatı çöker. | Open Subtitles | ضربت الرصاصة المجرفة و ارتدّتْ على الثالث و عندها تقطّر من السقف كحولٌ أخضرُ صافٍ، |
| Faraşı getireyim. | Open Subtitles | سأحضر المجرفة |
| Hatta küreğin yerine ellerinizi bile kullanabilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك أن تستعمل يديك حتى بدلا من المجرفة |
| Kürekli önayaklar geniş ve çok güçlüdür kazmak için idealdir. | Open Subtitles | أطرافها الأمامية تشبه المجرفة و هي قوية جدا و مثالية جدا في الحفر |
| kürekçi ve Mavi Raja'yla. | Open Subtitles | المجرفة والمهراجا الأزرق |