| Solunum için tüp takıldı ve karışık serum veriliyor. | Open Subtitles | تم ادخاله على الانبوب و تم تغيير المحاليل له |
| Bir litre serum verdikten ve sol tarafına yatırdıktan sonra düzeldi. | Open Subtitles | بعد توصيل لتر من المحاليل و وضعها على جانبها الأيسر |
| Bu serum ilaçların vücudunuzdan uzaklaştırılmasına yardım edecek. | Open Subtitles | ستساعد هذه المحاليل الوريديّة على إزالة العقاقير من جسدكَ |
| Serumunu ve oksijen maskesini çıkarmış olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ أنّها نزعت المحاليل والأكسجين |
| Serumunu ve oksijen maskesini çıkarmış olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ أنّها نزعت المحاليل والأكسجين |
| Ama orada bütün pisliğin içinde şu büyük gübre ve sodyum hidroksit çuvalları arasında çalışmaya başladı. | Open Subtitles | لكنه كان يجلس هناك مغطى بالأوساخ و محاطاً باكياس السماد و تلك المحاليل |
| serum poşetlerinin doldurulması gerekiyor. | Open Subtitles | مقطّرات المحاليل الملحية تلكَ بحاجة لإعادة الملء |
| Hemşireler serum taktırmadığını söylediler. | Open Subtitles | الممرضات يقولون إنك رفضت أخد المحاليل الوريدية |
| Bant, sargı bezi, serum ve dikiş ipliği getirdim. | Open Subtitles | أحضرت الشريط اللاصق، وكل المحاليل الملحية والشاش، وخيط الجراحة |
| Bunu çocukları kanser olan ve doktor eldiveninden balon, enjektörden roket yapan veya serum askıları ile hastane koridorlarında araba yarıştıran çocukların anne-babalarına söyleyin. | TED | قل هذا لوالد طفل مصاب بالسرطان قام بنفخ قفاز طبّي كبالون، أو حوّل حقنة إلى صاروخ طائر، أو ترك طفله يقود حامل المحاليل في المشفى كأنه سيارة سباق. |
| Ama sorun değil, çok uzun zamandır doktor olmamama rağmen, serum takmakta ve hap vermekte çok iyiyim, bu yüzden bir şey olmaz. | Open Subtitles | لكن لا بأس، أعلم أنّي لم أكن طبيبة لمدّة طويلة.. لكنّي جيّدة في وضع المحاليل الوريدية، وكما تعلم, إعطاء الأدوية للناس لذا, سأكون بخير |
| serum üzerinde çalışacağım. Bu o. | Open Subtitles | سأجري فحصاً على المحاليل. |
| Ronette Serumunu çıkarmış. | Open Subtitles | لقد أزاحت "رونيت" المحاليل الوريدية. |
| Bütün o sodyum hidroksit onun içindi, değil mi? | Open Subtitles | هذا سبب كل تلك المحاليل الزراعية أليس كذلك؟ |
| Şöyle bir bakarsak, iki çeşit sodyum hidroksit olduğunu görürsün. | Open Subtitles | أترى ، لأن هناك نوعين من المحاليل الزراعية |