| Ve şimdi en sevdiğiniz televizyon şovu Grove Lisesi'nden canlı yayında sevgili Lilly. | Open Subtitles | والآن حان موعد عرضكم التليفزيوني المحبب مباشرة من مدرسة جروف الثانوية |
| Ve şimdi en sevdiğiniz televizyon şovu Grove Lisesi'nden canlı yayında sevgili Lilly. | Open Subtitles | والآن حان موعد عرضكم التليفزيوني المحبب مباشرة من مدرسة جروف الثانوية |
| Fakat sevgili yeğenini, onu ceza görmeden öldürebilecek olan bu insanlara teslim etmek onun doğasına aykırıydı. | Open Subtitles | ولكن كان هذا بالطبع ضد رغبته وإرادته ان يسلم هكذا ببساطة إبن أخيه المحبب لديه إليهم والذين كانوا لن يترددوا فى قتله |
| Fransız Tostu, benim de en sevdiğim yemek, Mel. | Open Subtitles | خبز فرنسي انه المحبب إلي أيضاً " ميل " |
| Bu her zaman işin en sevdiğim tarafıydı. | Open Subtitles | لطالما كان ذلك جزء المحبب |
| Sonraki 15 yılı, sevgili evimizi inşa ederek geçirdik. | Open Subtitles | قضينا 15 عاماً في بناء منزلنا المحبب |
| Sonraki 15 yılı, sevgili evimizi inşa ederek geçirdik. | Open Subtitles | قضينا 15 عاماً في بناء منزلنا المحبب |
| Bu köpekbalığını sadece birkaç günlüğüne inceleyelim, ve sonra senin sevgili salyangozlarına dönelim. | Open Subtitles | وتعود الى محارك المحبب |
| JONATHAN BERNARD RURIC 2 Eylül 1980 - 2 Eylül 1995 SEVGİLİ SARI SAÇLI ÇOCUĞUMUZ | Open Subtitles | "جوناثان بيرنارد روريك)) الثاني من تشرين الأول، 1980" "الثاني من تشرين الثاني، 1995 طفلنا المحبب ذو الشعر الأشقر" |
| "Benim yaşamıma müziği getirenlerin sevgili evlatlarının üzücü ölümü durumunda; Jonathan bu kitap onların yaşamına müziği geri getirsin." | Open Subtitles | "إلى الذين أدخلوا الموسيقى إلى عالمي" "في المناسبة الحزينة المتمثلة بموت ابنهما المحبب" "جوناثان))" |
| (kahkahalar) Ve o an, sekiz yaşındaki küçük kızımı elinden tutup tam olarak internet pornosuna götürdüğümü farkettim. Onun güven ve sevgili dolu yüzüne baktım, ve dedim ki, "Yoo, hayır. | TED | (ضحك) وحينها أدركت أننى أخذت بأيدى طفلتى ذات الثمانية أعوام، إلى الأفلام الإباحية على شبكة الإنترنت. ونظرت إلى ذلك الوجه المحبب و الملئ بالثقة، وقلت، "أوه ، لا. |
| Bu her zaman işin en sevdiğim tarafıydı. | Open Subtitles | لطالما كان ذلك جزء المحبب |
| Bu kule, binanın en sevdiğim bölümü. | Open Subtitles | البرج مكانى المحبب من البنايه |