| yanan kıl kokusu beni bugün bile bayram havasına sokar. | Open Subtitles | حتى هذا اليوم رائحة شعرها المحترق تدخلني في روح الكريسماس |
| Oğlunun defnedileceği gün... yanan et kokusu burnunu rahatsız etmemeli. | Open Subtitles | وفي يوم دفن ابنه يجب ألا يشم رائحة اللحم المحترق |
| yanan evine döner, içeri girerken duman solur. | Open Subtitles | يتلقى رجل رصاصة في الصدر يسرع عائداً إلى منزله المحترق ويستنشق الدخان بينما يدخل |
| Bir şeyler yaratmış herhangi birisi, o şeyin henüz tam olarak anka kuşuna ya da yanmış kömüre dönüşmediği işte o anı çok iyi bilir. | TED | أي شخص مبدع يعرف أن هناك مرحلة حيث لا يصبح كطائر الفينيق أو كالفحم المحترق |
| Bu yanmış lastik gibi kokuyor. | Open Subtitles | رائحة هذه الصلصلة الهولندية كرائحة المطاط المحترق |
| Zeminde bulunan şu yanık şeyler, onlar nereden gelmiş? | Open Subtitles | هذا الركام المحترق على الأرض من أين جاء ؟ |
| Aslında yanan tekneye bir göz atmayı plânlıyordum. | Open Subtitles | في الحقيقه , لم أكن أفكر في القارب المحترق |
| Tree Hill geleneksel yanan Tekne festivaline gelin. | Open Subtitles | تعالوا , تعالوا جميعكم , الي مهرجان المركب المحترق السنوي |
| Neyse, bu yanan tekne olayı tamamen bir Viking cenazesi aldatmacasıymış. | Open Subtitles | علي كل حال , كل شئ عن موضوع المركب المحترق مسروق كليا من جنازه الفايكنج |
| O zaman, ne diyordum... Sanırım yanan Tekne festivalinden... | Open Subtitles | الأن اذا , كما كنت أقول , أعتقد أن هذا المركب المحترق |
| yanan çocuğun rüyasını hatırlıyor musun, Freud'un bahsettiği? | Open Subtitles | أتذكر حلم الفتى المحترق الذي أشار إليه ؟ |
| Gösteriler vardı. "Musa ve yanan Çalılık." | Open Subtitles | وكانت هناك عدة عروض بما فيها موسى والعشب المحترق |
| Eğer o binada yalnız başıma olsaydım o yanan binada bir ben olaydım... | Open Subtitles | لو كنت لوحدي في ذلك المبنى الشخص الوحيد في ذلك المبنى المحترق |
| yanan bir bedenin kokusu unutulmazmış diye duydum. | Open Subtitles | قيل لي أنّ المرء لا ينسي ابداً رائحة اللحم المحترق |
| Neden yanan eve girdiğinizi söyleyebilir misiniz? Majestic Şehitleri | Open Subtitles | هل يمكنكِ أخبرنا لماذا دخلتم إلى البيت المحترق ؟ |
| Babamın, beni kollarında sıkıştırmış yanan evin içinde alevler arasından kaldırıma doğru koşarkenki yüz ifadesini asla unutmayacağım. | Open Subtitles | لن أنسى أبداً النظرة التي على وجه أبي عندما كان يحملني بين يديه ويسرع عبر المبني المحترق حتى خرج للرصيف |
| Bazıları yanmış bir adam, bazıları da Kadim kadını.. ...Ronon gibi birkaçı da bilimadamları görüyorlarmış. | Open Subtitles | البعض يرى الرجل المحترق ، و البعض يرى إمرأة من الإنشنتس ، و القليل مثل رونين يرى ما يبدو أنهم علماء |
| Bunu da bağlayınca, yanmış diskteki verileri temiz bir diske aktaracağım. | Open Subtitles | لقد أضفت سلكاً أخيراً ثم أنقل ما بقي من بيانات على القرص المحترق إلى قرص نظيف |
| Ne yanmış adam ne de dairesindeki diğer adam hakkında tek kelime etmiyor. | Open Subtitles | لا شيء عن الرجل المحترق ولا حتى عن الرجل الذي في شقتها |
| yanmış kısımdaki parlak madde, saç spreyi çıktı. | Open Subtitles | لا الرواسب اللامعة في الجزء المحترق للسيجارة يبدو أنه بخاخ الشعر |
| yanık asfaltın kokusu kadar sevdiğim bir şey yoktur! | Open Subtitles | أحب هذة الرائحة المنبعثة من القبر المحترق فى الصباح |
| İpucunu izledim ve bir de baktım ki Bay Çifte Kavrulmuş'un yanındayım. | Open Subtitles | .. أتبعت الأدلة وفجأة .. وجدت السيد المحترق |
| kızarmış kurbanımız Hayalet sekizlinin bir üyesiymiş. | Open Subtitles | ضحيتنا المحترق بشدّة كان أحد أفراد الأشباح الثمانية. |