| Hepinizi uyarıyorum, yasak ormana adım atmaya cesaret eden herkes düşecek ve kaybolacaktır. | Open Subtitles | تحذير للجميع! أي أحد يجرؤ على خطو خطوة في غابتي المحرّمة.. سيسقط ويختفي! |
| Güzel nedimeni kurtarmanın tek yolu yasak ormana girip, altın yüzüğü bulmak. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لإنقاذ خادمتك المطيعة.. هو بالذهاب إلى الغابة المحرّمة.. والبحث عن الخاتم الذهبي.. |
| Salak, prenses, yasak ormanda olmamalısınız. | Open Subtitles | الأحمق, الأميرة لا يجب عليكم أن تكونوا في الغابة المحرّمة |
| yasak Krallık derin maceraydı. | Open Subtitles | إحدى مغامراته كانت عميقاً في المملكة المحرّمة |
| yasak Krallık derin maceraydı. | Open Subtitles | إحدى مغامراته كانت عميقاً في المملكة المحرّمة |
| ve yasak meyve için gülüşüyorlar.ve biz onlara yasak meyveyi verecegiz.. | Open Subtitles | يسعين للفاكهة المحرّمة ونحن سنعطيهن إيّاها. |
| yasak meyvenin gözümün önünde sarktığını gördüm ve büyük bir ısırık aldım, sulu bir ısırık. | Open Subtitles | لقد رأيت الفاكهة المحرّمة تتدلى امام وجهي وأخذت قضمة, قضمة كبيرة |
| bu "kurtarıcı" kişi, yasak meyvemi nasıl tadacak? | Open Subtitles | كيف أجعل هذه المخلّصة، تتذوّق فاكهتي المحرّمة. |
| Yağlanmak, yasak meyveyi tatmak. | Open Subtitles | يتصرّفن بجموح ويسعين للفاكهة المحرّمة. |
| -Karınız yasak Meyve'ye bayılacak. | Open Subtitles | - زوجتك ستحب "التفاحة المحرّمة" |
| yasak meyveyi hatırlatıyor insana. | Open Subtitles | تحدّث عن فاكهتك المحرّمة |
| Sen yasak elmasın. | Open Subtitles | أنتِ فاكهتي المحرّمة |
| Bizler yasak meyveleriz. | Open Subtitles | فنحن الفاكهة المحرّمة. |
| yasak Kale'ye gidiyoruz. | Open Subtitles | سنذهب إلى القلعة المحرّمة. |
| Hayır, çevirmen "haram"ın "yasak bilgi" demek olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | "لكن ترجمة "حرام "هي "المعرفة المحرّمة |
| O yasak haz. | Open Subtitles | اللذة المحرّمة |
| Ver bana. - yasak meyve. | Open Subtitles | -الفاكهة المحرّمة . |