| Yetişkinlerin bu konuyu yanlış anlamasına sebep olan tüm korkular hepsi, tümüyle bir anlam ifade etmekte. | TED | هذه المخاوف لأن الكبار لديهم مشكلة للفهم كل هذه المخاوف منطقية |
| Yani, bilirsin, aklıma gelen tek şey dublörlerle ilgili bir takım endişeleri olabileceği. | Open Subtitles | أعني، الشيء الوحيد الذي يُمكننيالتفكيرفيه.. ربما لديهم بعض المخاوف عن إختيار نجم مشهور. |
| Böyle korkuları olan çocukların güçlü hayalgüçleri olduğunu söyleriz. | TED | ونحن نعتبر الاطفال الذين لديهم مثل هذه المخاوف أنّ لديهم خيالاً حيًّا |
| Fırtınalar hızlı ve şiddetli bir şekilde gelirken, 2012'nin hakkında endişeler yükselmekte ve cevap arayışları daha acil olmakta. | Open Subtitles | بينما تتزايد سرعة و قوة الأعاصير تتزايد المخاوف مع إقتراب سنة 2012 و البحث عن أجوبة أصبح يتزايد بشدة |
| Entegre matematik programı hakkında bazı endişelerim var. | Open Subtitles | لدي بعض المخاوف بِأن برنامج الرياضيات المتكامِل |
| Japonya'nın endişelerini gidermek için bir yol bulun lütfen. | Open Subtitles | نرجو منك العثور على وسيلة فعالة لتهدأة المخاوف اليابانية |
| Clance bu korkuların gereksiz olduğunu bilirken mezun olurken aynılarını hissettiğini hatırladı. | TED | مع أن كلانس كانت تعلم أن هذه المخاوف لم تكن صحيحة، لكنها تتذكرأنها عاشت نفس الشعور في المرحلة الجامعية. |
| Ve teknolojiye dair bu korkular gerçekten mantıklı çünkü teknoloji en kötü durum ve davranışlarımızı abartarak ortaya çıkarıyor. | TED | وهذه المخاوف بسبب التكنولوجيا، يبدو الأمر منطقيا لأن التكنولوجيا يمكنها أن تُضخم وتُبرز أسوأ صفاتنا وسلوكياتنا. |
| Var olan analitik düşünme sisteminizi ve kabiliyetlerinizi alın ve eski korkular üzerine uygulayın. | TED | خذ الأطر التحليلية ، القدرات لديك ، وطبقها على المخاوف القديمة. |
| Bilinçaltım mantıksız korkular dışa vuruyor ve buna da aldırış etmeyeceğim. | Open Subtitles | ..ألاوعي النفسي يظهر بعض المخاوف لاعقلانيةَ الذي ايضا يعني ان اختار احتمال تجاهل |
| Tüm yeni medya teknolojisi gizlilik endişeleri taşıyor. | TED | فكل تكنولوجيا وسائل الإعلام الجديدة تُثير المخاوف حول الخصوصية. |
| Performans ile ilgili endişeleri olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | أعتقد أنه كان يملك بعض المخاوف على آداء الجهاز |
| Fakat bazı en yaratıcı olan beyinlerin bu tür korkuları terketmeyi başaramaması tesadüf değildir. | TED | ولكن ربما ليس مصادفة أنّ بعض عقولنا الخلاّقة تفشل في ترك مثل هذه المخاوف عند الكبر |
| Şimdi, bu korkuları kolaylıkla farklı bir şekilde isimlendirebiliriz. | TED | ألان بإستطاعتنا بكل سهولة أن نسمي هذه المخاوف بأسماء مختلفة |
| Stresli durumlarda sinir bozucu endişeler ve kendinden kuşku duymalardan kurtulabilmek için de bir yol bulduk. | TED | ونحن أيضًا اكتشفنا بعض الطرق للتخلص من هذه المخاوف المزعجة والشكوك في النفس التي تخيفنا في المواقف الحرجة. |
| Bu gibi endişeler ciddiye alınması gerekse de, mağlup edilmeleri zor değildir. | TED | وعلى الرغم من أن هذه المخاوف يجب أن تؤخذ على محمل الجد، فإنه من الصعب التغلّب عليها. |
| Ama bu pahalıya mal olan bir anlaşma olur ama benim bazı endişelerim var. | Open Subtitles | لكن ذلك ترتيب غالي ، وانا عندي بعض المخاوف الإضافية |
| Benim de endişelerim yok değil, beyler. | Open Subtitles | لا يخلون من المخاوف والإعتقالات أيها السادة |
| Terry Brooke Arthur Frobisher hakkında bazı endişelerini dile getirmek için yanınıza mı geldi? | Open Subtitles | تيري بروك اقتربَ منكِ مع بعض المخاوف حول آرثر فوربشر ؟ |
| Mantıklı iddiaların veya itirazların gerçek korkuların, paranoya. | Open Subtitles | احتجاجك المعقول أو الإنكار , المخاوف الحقيقية جُنون الارتياب |
| Hayatta kalma konusunda kaygılısın fakat bütün bu Korkularını bırakmak zorundasın. | Open Subtitles | أنت خائف على وجودك ولكنك يجب أن تخضع هذه المخاوف |
| İklim krizinde çocuk sahibi olma konusundaki artan endişe insanların ne kadar baskı altında hissettiğinin önemli bir göstergesi. | TED | المخاوف المتزايدة من إنجاب أطفال في ظل الأزمة المناخية هو مؤشر صارخ إلى شعور هؤلاء المعرضون إلى ضغط شديد |
| Fakat geçtiğimiz yıl, bütün manşetleri ve korkuyu üzerine alan Ebola oldu. | TED | لكن في العام السابق، فإن إيبولا هو الذي سرق كل العناوين و المخاوف. |
| Öyleyse dikkate almaya değer korkularla diğerlerini nasıl ayırt edeceğiz? | TED | فكيف يمكننا معرفة الفرق بين المخاوف تستحق الاستماع ، وجميع الآخرين؟ |
| Ve bunun nedeni, birazcık korku, biraz direniş veya sadece tıkanmış mekanizmalar. | TED | و هذا بسبب وجود بعض المخاوف البسيطه بعض المقاومة و ربما هي فقط عوائق في الإنفتاح على الجديد. |
| Açıklamak gerekirse evlilik öncesi kaygıları bunlar. | Open Subtitles | والأكثر أهمية في ذلك , أعني , لقد أظهر الكثير من المخاوف قبل الزفاف , إنه لأمر جيد |
| Birisiyle paylaşınca korkularınla baş etmenin daha kolay olduğunu. | Open Subtitles | من الأسهل مواجهة المخاوف عند مشاركتها مع شخص نحبه |
| Uçuş sırasında yaşamış olabileceğiniz sağlık sorunlarıyla ilgili endişelerimiz var. | Open Subtitles | لدينا بعض المخاوف حيال مشاكل صحّية قد تكون قد تعرّضت لها خلال الرحلة |