| Ve altıncı olarak Bayan Bertrand Bayan Armstrong'un sadık sekreteriydi. | Open Subtitles | السادسه هى مارى دبنهام و التى كانت السكرتيره المخلصه لمسز أرمسترونج |
| Neden kayınvalidem böyle düşünürken, en sadık ve güvenilir iki danışmanımın tam tersini düşündüğünü bilmek isterim. | Open Subtitles | اود ان اعرف لماذا امى المخلصه تفكر فى شىء وناصحى المخلصين يفكرون بالشىء المعاكس |
| sadık yol arkadaşım. Durmadan bana fırça çeker. Çekerler, öyle değil mi? | Open Subtitles | مرافقتي المخلصه دائما تملي علي ماأفعل, . حسنا , هذا مايفعلونه ,اليس كذلك؟ |
| Burada Sforza ailesine sadık güçlerle buluşacağız, | Open Subtitles | هنا سوف نجتمع مع القوات المخلصه لعائلة سفورزا. |
| Ve arkasında sadık annesini bırakır. | Open Subtitles | ويترك أمه المخلصه وراءه. |
| Sadece sadık olanları destekleriz. | Open Subtitles | وسنعزز السلالة المخلصه فقط |
| Benim canım, sevgili, sadık kardeşim. | Open Subtitles | حلوتى، عزيزتى، شقيقتى المخلصه . |
| sadık Jo'n. " | Open Subtitles | المخلصه جو |
| sadık Jo'n. " | Open Subtitles | المخلصه جو |