| Evet, vücudumu hamilelik için sağlıklı ve daha az füme et yemeye hazırlıyorum. | Open Subtitles | نعم, سأجعل جسدي يستعد للحمل بتناول الطعام الصحي و التقليل من اللحم المدخن. |
| Hiç seviştikten sonra ton balığı füme yedin mi Louise? | Open Subtitles | هل سبق لك وتناولت السلمون المدخن بعد ممارسة الحب، يا لويز؟ |
| Çok heyecanlı. Yemek yemesi gerek. Somon füme getireyim. | Open Subtitles | انها عصبية تحتاج للأكل ساحضر لها بعض السلمون المدخن |
| Sanat gecesi açılışlarında tütsülenmiş somonumuz vardır. Ve resmi basılmış davetiyelerimiz. Hatta aileleri bile getirmenin bir yolunu buldum. | TED | نقدم السلمون المدخن في حفل الافتتاح. لدينا دعوات رسمية مطبوعة. حتى انني وجدت طريقة لاجعل اباءهم يحضرون. |
| Kahve, ezmeler ve şey tütsülenmiş Polonya sosisi, peynir çeşitleri, Beluga havyarı ve tabii Alman sigaraları. | Open Subtitles | السجق المدخن,الاجبان,الكافيار و بالطبع من يستطيع العيش بدون السيجار الالماني |
| Bence kalabalıkta sigara içen tavşan çok hoş olur, tabi mutfağa sürüklemeyeceksen. | Open Subtitles | أنا أحب الأرنب المدخن و لكن تأكدي، لن يكون أفضل من الدجاج |
| - Süpürmeye devam et, keş. | Open Subtitles | - تابع تنظيفك , ايها المدخن . |
| Çok doğru. "Smokey and the Bandit" filmini binlerde defa seyrettim. | Open Subtitles | هذا صحيح رأيت فيلم " المدخن وقاطع الطريق " ألف مرة |
| Soru. Personel toplantılarında füme balık olmayacak mı, Ari? . | Open Subtitles | السمك المدخن لم يعد مُتاح في اجتماع الموظفين؟ |
| Senin bebekliğinden kalma bir kutu füme istiridyeyi yedi. | Open Subtitles | لقد أكل علبة من المحار المدخن موجودة لدي منذ كنتَ طفلا |
| Somon füme yedikten sonra her şeyin tadı köpek maması gibi geliyor. | Open Subtitles | كل شىء يبدو طعمه كمذاق طعام الكلاب بعد ذلك السالمون المدخن الذى تناولته للتو |
| füme hindi dürümümde provolone peyniri var! | Open Subtitles | هناك جبن بروفولون على شطيرة الدجاج المدخن خاصتي |
| Önce bu füme gerekirdi, biraz rahat ettik olabilir. | Open Subtitles | يجب أن المدخن قد هذا من قبل، قد قمت خففت قليلا. |
| füme etimizi al. | Open Subtitles | سوف تأخذ كل اللحم المدخن الذي نمتلكه |
| tütsülenmiş domuz pastırması yoğun krema ile çok güzel bir zıtlık yakalamış. | Open Subtitles | اللحم المدخن المتناقض بدقة مع بيض و مهلبية لذيذة |
| doldurulmuş mantarlar, domuz pastırması sarılı tütsülenmiş etler, tavuk kebaplar, ve domuz salamı. | Open Subtitles | حشوتها بالمشروم ملفوفة بلحم الخنزير المدخن الدجاج بالطرقة الماليزية ، و الآناناس |
| Artı, babam evden muhafazalı bir paket içerisinde tütsülenmiş et yolladı. | Open Subtitles | بالإضافة أرسل أبي طرد خاص من اللحم المدخن |
| Yeşil soğanlı, yaban turplu tütsülenmiş somon balığı. | Open Subtitles | السالمون المدخن سكاليون وافل مع رشة من الفجل الحار الصفحة 73 لأحدث كتابك للطبخ ؟ |
| sigara içen kimse sigarayı içtiğinde nikotin o nefesten beyine 10 saniyeden daha kısa sürede ulaşıyor. | TED | عندما ينفُخُ المدخن السيجارة، يصعد النيكوتين من تلك النفخة إلى الدماغ في أقل من عشر ثواني. |
| Avukatın olarak beni seçtiğin için, sigara içen bu maymun da senin oluyor! | Open Subtitles | إذا استأجرتيني كمحامي فستحصلين على هذا القرد المدخن |
| Biraz azaltsan iyi olur, Smokey. | Open Subtitles | عليك الإمتناع ايها المدخن |
| Baba, o körüğü bulacağız! | Open Subtitles | أبي، سوف نجد ذلك المدخن |
| sigara içen adam da şöyle dedi: | Open Subtitles | فتركه المدخن قائلاً له : |