| Yani şehrin sizin bölgenize düşen tarafı tamamen karantinaya alıyoruz. | Open Subtitles | هذا يعني أننا وضعنا المدينَة كلها تحَت الحجر الصحّي. |
| Millet inanın bana, şehrin o tarafına geçmek istemezsiniz. | Open Subtitles | أيهُا النَاس، صدقُوني، أنتُم لا تُريدون الذهَاب إلى ذلك الجُزء من المدينَة. |
| Kordonun kutsal amacı, şehrin geri kalan kısmına virüsün yayılmasını engellemek içindi. | Open Subtitles | حُرمَة الحاجِز الوقائي هو كل ما يفصُل بقيّة المدينَة عن التعرّض. |
| Geçen kış şehir merkezinde masa başı bir işe tayin edildi. | Open Subtitles | .في الشتاء الماضي نُقل من وسط المدينَة إلى الإدارة |
| şehir merkezinde öyle bir şey olmaz. Haksız mıyım? | Open Subtitles | ،لا يُوجد شيء مثل هذا في وسط المدينَة أليَس كذلك؟ |
| şehir Merkezi. 8:34 teller kurulduktan sonra hâlâ kordonun içindeymiş. | Open Subtitles | ،في وسَط المدينَة. حوالي الساعَة الثامنَة و النِصف بعَد أن تمّ وضع الحصَار. |
| şehrin karantinası uzatıldı. | Open Subtitles | وتم تمديد الحجر الصحّي في المدينَة. |
| şehrin bu kısmını hiç bilmiyorum. | Open Subtitles | أتعلم... أنا لا أعرف هذا الجُزء من المدينَة |
| şehir merkezindeyim. Ani bir işim çıktı. | Open Subtitles | .أنا في وسط المدينَة .طرأ أمر ما |
| Güvende olmaları için şehir dışına yollamıştım onları. | Open Subtitles | أرسلتهُم خارج المدينَة ليكونو في أمَان. |
| Veronica Allen bir saat önce şehir merkezinde bir konsolitçiyi ziyaret etti. | Open Subtitles | قبَل ساعَة، زارت (فيرونيكا ألين) تاجر السنَدات في وسَط المدينَة. |