| Bu da müzayede evini sezyum testine yöneltecek. | Open Subtitles | والتي ستجبر دار المزادات على تشغيل اختبار السيزيوم |
| Gerçek ödeme, büyük para, meşru müzayede evlerine girince yapılır. | Open Subtitles | الحصيلة الحقيقية ، هي رأس المال الضخم الذي تنقّله من خلال بيوت المزادات المشروعة |
| Bu yüzden aynı anda bir sürü yasadışı açık arttırma gerçekleşiyor. | Open Subtitles | ولهذا ثمّة كثيرٌ من المزادات السرّيّة تُجرى هنا في نفس الوقت. |
| Bunu dönüştürecek, basit, uygulanabilir bir ihale sistemi var, adı tasdikli açık arttırma. | TED | هناك آلية مؤسسية في غاية البساطة التي يمكن أن تغيّر ذلك، إنه تسمى التحقق من المزادات. |
| Açık artırma sitelerini kontrol edeceğim. | Open Subtitles | سأبحث عبر الإنترنت في مواقع المزادات العلنية |
| Bilgisayarından açık arttırmaya giriyordu. | Open Subtitles | هل المزادات من على الأنترنت من حاسوبه |
| Bok gibi hayır parasıyla açık arttırmalarda alabileceklerini görsen mal olursun. | Open Subtitles | إنه من المدهش مايمكنك شراؤه في المزادات العلنية عندما تملك كمية ضخمة من أموال التبرعات |
| müzayedelere güven olmayacağını bilirsiniz. | Open Subtitles | لا يمكن الإعتماد على المزادات إلى حد كبير، |
| - Hardison, iki gün içinde Boston'da yapılacak olan açık arttırmaları araştır. | Open Subtitles | نعم هارديسون اسحب كل المزادات اللي ستقام في اليومين المقبلين |
| Protestolar dünyada yankı uyandırdıktan sonra müzayede evler baskıyla karşılaştı. | Open Subtitles | أماكن المزادات العلنية أصبحت تحت الضغط الآن بسبب الاحتجاجات المستمرة في جميع أنحاء العالم |
| Lakin fihrist basıldıktan sonra müzayede evi yeni ürün kabul edemiyor. | Open Subtitles | لكننا في بيت المزادات لا نقبل عناصر إضافيّة بعد نشر كتيّب الأثريّات. |
| Aslında bunlar yalnızca seçkin müzayede evlerinde satışa çıkarılırlar. | Open Subtitles | بالحقيقة انها تظهر فقط للبيع في بيوت المزادات الراقية |
| Yüksek güvenlikli depodaki güvenlik sistemi altın sikkelerin çalındığı müzayede evinden çok daha karmaşık. | Open Subtitles | النظام الأمني في المستودع أكثر تعقيداً من دار المزادات التي سرقت منها عملات الذهب |
| Her büyük taş transferini ve bütün açık arttırma kayıtlarını kontrol ettim. | Open Subtitles | لقد راجعت سجلات كل المزادات حول الأحجار الكريمة الكبيرة والتي حدثت منذُ ذلك الحين |
| Açık arttırma, 200.000 dolardan başlıyor. | Open Subtitles | المزادات تبدأ بـ 200 ألف دولار. |
| Eğer yakınlarda bir açık artırma varsa. | Open Subtitles | ان كنت تذهبين الى المزادات العامة |
| Marjory Ellis, suçlu anonsumuzdaki kadın açık artırma evinden milyonlarca dolar kaçırmaktaymış. | Open Subtitles | مارجوري إليس) ، السيدة من نشرة تعميمنا) كانت تقوم بعمليات غسيل أموال لملايين الدولارات بخارج دار المزادات |
| Açık arttırmaya sabrı olması beni şaşırttı. | Open Subtitles | أنا مندهشة لأن لديه الصبر على المزادات |
| Açık arttırmaya sabrı olması beni şaşırttı. | Open Subtitles | أنا مندهشة لأن لديه الصبر على المزادات |
| Bok gibi hayır parasıyla açık arttırmalarda alabileceklerini görsen mal olursun. | Open Subtitles | إنه من المدهش مايمكنك شراؤه في المزادات العلنية عندما تملك كمية ضخمة من أموال التبرعات |
| Çoğu zaman siyah bir kravat ile yemekten ziyade etkinliğin ön planda olduğu bağış etkinlikleri ve müzayedelere seğirtip durursunuz. | Open Subtitles | "معظم الوقت تجد نفسك في ربطة عنق سوداء". "في مراقبة دجاج العشاء، جمع التبرعات السياسية"، "أو المزادات الخيرية" |
| Ayrıca internet üzerindeki açık arttırmaları seviyorsunuz. | Open Subtitles | كما تحبّي المزادات على الإنترنت أيضاً |