Yıllar sonra, bir kadını hız yaptığı için polis durdurdu. | Open Subtitles | .. بعد سنوات تمّ إيقاف امرأة بتهمة القيادة المسرعة |
Ayrı bisiklet ve yürüyüş yollarıyla hız yapan bisikletçiler, gençlere dere kenarında gezerken çarpmayacak. | TED | توفير طرق مخصصة للمشي وطرق أخرى لقيادة الدراجات، الأمر الذي سيحول دون دهس الدراجات المسرعة الصغار الذين يتنزهون بجانب الجدول. |
Sen o hız yapan aracı nallarken Bayan Pearson aradı. | Open Subtitles | حالما تقبض على سائق تلك السيارة المسرعة |
Ama o sıcaklık, yangını söndürmek için kullanılan suyla birleşince yanıcı maddenin çoğunu yok eder. | Open Subtitles | لكن درجة الحرارة تلك بالإضافة مع الماء المستخدم لإطفاء الحريق كان من شأنها تدمير معظم آثار المادة المسرعة |
Alevlerin kaçmasına, yanıcı gaz gibi tutuşmasına izin ver. | Open Subtitles | دعهم يبعدونَ الألهبة المسرعة دعهم يجرونَ كالزيت المحترق |
- Sonra da arabayla hız yaparak beni korkutmaya çalıştın... - Güzel. | Open Subtitles | -بعد ذلك حاولت تخويفي في السيارة المسرعة .. |
İyi iş, hız delisi! | Open Subtitles | أحسنتِ صنعاً، أيّتها المسرعة. |
Burada Schwerner, Goodman ve Chaney gün içinde hız yapmaktan tutuklanmışlardı. | Open Subtitles | بلدة صغيرة حيث (شوارنر، غودمان و تشيني) تم القاء القبض عليهم لقيادتهم المسرعة في النهار |
Rakipler kapışıyor! hız sınırını aşanları ısrarcı bir şekilde takip eden polis. | Open Subtitles | *مواجهة بين المتنافسين* قبل يوم من (الخط الأصفر) تأهل (ميكي) و (تودوروكي) للمشاركة به ، طاردت سيارة شرطة سيارتهما المسرعة و أمسك بأبطال (الخط الأزرق) الذين تأهلوا إلى المقاعد الإحتياطية لسباق (الخط الأحمر) |
Yangını başlatmak için kullanılan yanıcı maddeyle aynı. | Open Subtitles | أنها نفس المادة المسرعة للحريق التي استخدمت لإضرام الحريق |
Kimyager diğer yanıcı maddeyi bulamamış diyemeyiz. | Open Subtitles | ليس الأمر أن الكيميائي لم يجد المادة المسرعة الأخرى |
Bu da Ecklie'nin yanıcı madde kullanımı konusunda bulduklarını doğruluyor. | Open Subtitles | -وهذا يؤكد وجود (إيكلي) للمادة المسرعة للإشتعال |