| silahlı Özgürlük Savaşçıları, oligarşistlerin kontrol ettiği hükümetlerine karşı direndiler. | Open Subtitles | مقاتلو الحرية المسلحون واجهوا السلطة، التي يسيطر عليها نظام الأقلية |
| Lazım olunca, silahlı serseriler nereye kayboluyor? | Open Subtitles | أين سارقوا البقالات المسلحون عندما تحتاجهم؟ |
| silahlı Amerikan askerleri, halkına ateş ediyordu. | Open Subtitles | جنود البحرية الأمريكة المسلحون كانوا يطقون النار على شعبه |
| silahlı eşkıyalar bizi rehin alıyor sonra kıyamayıp bırakıyor öyle mi? | Open Subtitles | الثوار المسلحون أخذونا رهائن ثم أطلقوا سراحنا كنوع من الشفقة في قلوبهم ؟ |
| Dört silahşorlar. | Open Subtitles | الجنود المسلحون الأربعة |
| Hala seni takip ettiklerine inanamıyorum. Çekilin, silahlı adamlar. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد أنهم ما زالوا يتعقبونك ابتعدوا ايها المسلحون |
| silahlı soyguncuların açtığı ateş sonucu araçtaki bir muhafız öldü, diğeri yaralandı. | Open Subtitles | اللصوص المسلحون فتحوا النار على الشاحنة قتلوا حارس واحد وجرحوا الآخر |
| silahlı adamlar terminali kapattılar. | Open Subtitles | لقد أغلق المسلحون الصالة سأرسل إليك صور الإرهابيين |
| silahlı adamlar, her zaman fikirleri olan adamları kontrol etmek istemiştir. | Open Subtitles | يريد المسلحون دائما السيطرة على المفكرين |
| O silahlı adamlardan uzak dur, oldu mu? Haklıydın. Bir sorun var. | Open Subtitles | و لكن ابتعد عن هؤلاء الرجال المسلحون ، فهمت؟ لقد كنت محقاً ، هنالك خطب ما |
| Eğer alarmlardan herhangi birisi kapanırsa, kasanın kapısı kapanır ve silahlı korumalarımız mekânı iki buçuk dakikada güvence altına alır. | Open Subtitles | إذا انطلق أحد أجهزة الإنذار ستنغلق أبواب القبو و سيؤمّن الحراس المسلحون المرفق في غضون دقيقتين ونصف |
| silahlı adamlar El Kaide'ye bağlı yerel bir terör grubu olan Kashfar Özgürlük Cephesi'nin üyeleri. | Open Subtitles | المسلحون يمثلون جبهة تحرير كاشفار، مجموعة إرهابية تنتمي إلى تنظيم القاعدة. |
| silahlı kötü insanları durduracak silahlı iyi insanlar bunlar öyle mi? | Open Subtitles | إذا هؤلاء هم الأخيار المسلحون الذين سيوقفون الأشرار المسلحين؟ |
| silahlı adamlar baskın yaptığında partisinin 3 üyesiyle toplantı halindeydi. | Open Subtitles | كان يعقد اجتماع مع ثلاثة عناصر من حزبه عندما اقتحم المسلحون المكان |
| silahlı korumalar aklını kaçırdı ve çılgın bir şekilde etrafa ateş etmeye başladılar. | Open Subtitles | الرجال المسلحون فقدوا عقولهم و بدأوا بإطلاق النار على العمال |
| Bu yüzden öncelikle trendeki 93 yolcuyu korumak için o silahlı adamı yakaladın. | Open Subtitles | هذا هو سبب مجابهتك لأولئك المسلحون على القطار في المقام الأول لكي تحمي الركاب الثلاث وتسعين الذين كانوا في العربة |
| Hatta, Amel'in kız kardeşi Lamia üzüntüsünü aşıp hukuk fakültesine girdi ve bugün Cezayir şehrinde avukat olarak görev yapıyor, yalnızca silahlı aşırıcıların ülkede büyük ölçüde yenilmesi sayesinde olabilecek bir şey. | TED | في الواقع ،تجاوزت لمياء أخت أمل مرحلة الحِداد والتحقت بكلية القانون، وتعمل اليوم كمحامية في الجزائر العاصمة، وهو شيء لم يكن ممكناً لولم يُهْزَم المتطرفون المسلحون هزيمة نكراء في البلاد. |
| silahlı muhbirlerimiz bütün gece onlarla olacak. | Open Subtitles | سيكون مخبرونا المسلحون معهم طوال الليل |
| Ortalık harap olmuş durumda... silahlı adamlar kaçış yolunu açmak için polislere ateş etmeye devam ediyorlar | Open Subtitles | إن الخراب فظيع... بينما الرجال المسلحون يستمرون فى إطلاق النار على الشرطة كما يحاولون ايجاد طريقهم للهرب. |
| Yeterince uzun avlanan ve bundan hoşlanan silahlı adamlar başka hiçbir şeyi gerçekten umursamaz." | Open Subtitles | و أولئك الذين طاردو الرجال المسلحون طويلا بما فيه الكفاية و أحبوه لم يهتمو حقا لأي شيء أخر". |