| Olaya baksana, iki tane yetişkin adam içki içmek için karılarından kaçmak zorunda. | Open Subtitles | كثير من الرجال البالغين يتسللون من خلف زوجاتهم فقط ليتناولوا قليلاً من المشاريب |
| İlk randevundasınız, birkaç içki içmişsiniz. | Open Subtitles | أنتَ في الموعد الأول وقد تناولتَ بعض المشاريب |
| Giriş ücretine paramız yetmedi, Nati. İçkiler ne ki? Selam. | Open Subtitles | لا نستطيع تحمل مصاريف الأغطية المشاريب حق مشروع، أهلاً |
| Tamam. Ne söylediğin önemli değil. Bir sonraki içkiler benden. | Open Subtitles | حسناً، لا أبالي لما ستقولين، المشاريب القادمة على حسابي. |
| Puddy, kimse ses sisteminin üzerine içecek dökmüş mü diye bakar mısın? | Open Subtitles | بودي، هل يمكنك منع أي أحد من وضع المشاريب فوق أجهزة الصوت؟ |
| Ben her şeyi ayarlarım. Bütün işi hallederim ben. İçecekler de benden. | Open Subtitles | سأنظم كلّ شيء، سأهتمّ بكلّ الأمور، سأعرض المشاريب |
| Ve bende yeni kulüplerinde içkileri nasıl servis edeceklerini göstermelerini istedim. | Open Subtitles | و أردتهم أن يروكما كيف سيقدمون . المشاريب في ناديكما الجديد |
| Ben masa numaramızı alayım, sen de taşıyabileceğin kadar içki getir. | Open Subtitles | سأذهب لإيجاد مائدتنا خذ أقصى المشاريب التي يمكنك حملها |
| - Hayır, lütfen gitme. İçki aldım bak. | Open Subtitles | ـ بحقك، لا ترحلي، لقد اشتريت للتو بعض المشاريب. |
| - Yapma, gidemezsin. İçeriz diye içki aldım. | Open Subtitles | ـ بحقك، لا ترحلي، لقد اشتريت للتو بعض المشاريب. |
| Tepsin içki dolu. | Open Subtitles | المشاريب التي لديكَ ما تزال على حالها ماذا دهاك؟ |
| Bütün o içkiler, masajlar ve muhtemelen sonunda sizden daha samimi olacağımız onlarca tatil arkadaşı. | Open Subtitles | مع كلّ المشاريب و التدليك و أصدقاء السفر الذين قد نصبح مقرّبين منهم أكثر منكم. |
| Bu içkiler şuradaki bayandan. | Open Subtitles | هذه المشاريب , هيا تقديرات من السيدة التي هناك |
| Hadi dolarlar havada içkiler vücutlarda süzülsün. | Open Subtitles | لنجعل تلك الدولارات تطير وتلك المشاريب تطفو |
| Kapanana kadar tüm içkiler şu ihtiyardan. | Open Subtitles | ذلك الرجل العجوز هناك يدفع لكل المشاريب حتى الاغلاق |
| Selam. Sizlere içecek ve sandviç hazırlayayım mı, dostlar? | Open Subtitles | أهلاً، هل أحضّر لكما بعض المشاريب والشطائر؟ |
| Tatlım, şuradaki pasaklı hippi'ye kayıt yaptır da biz de gidip içecek bir şeyler alalım. | Open Subtitles | حبيبي ، اذهب وتفقد الحجز مع تلك الهبية الوسخة ونحن سوف نحضر بعض المشاريب |
| Şef yiyecek gönderdi. Bayanlar içecek gönderdi. | Open Subtitles | الطباخ يرسل له الطعام والفتيات يرسلون له المشاريب |
| "Alkollü içecekler yasaklanmıştır, cezası mancınıkla fırlatılmaktır." | Open Subtitles | "وتقرر تحريم المشاريب الكحولية وعقاب ذلك هو المنجنيق." |
| Bana bunu yapma. Sana bu içkileri boşuna almadım. | Open Subtitles | لا تفعلى بى ذلك ، إننى لم أشتر لك كل هذه المشاريب للا شئ |
| Kokteyl yapıyorum, at seçiyorum... puro kesiyorum-- iş işte. | Open Subtitles | ،خلط المشاريب إختيار الخيول إشعال السغائر، وظيفة |
| Barmenlik okulunda diğer içkilerin nasıl yapıldığını öğrenmiştim. | Open Subtitles | تعلّمت اعداد المشاريب الأخرى بكلية اعداد المشاريب. |
| Ben de içkilerini ısmarlardım. İçkilerinin ısmarlanmasını severdi. | Open Subtitles | لذا كنت أشتري لها المشاريب كانت تحب ان أشتري لها المشاريب |