| Amber ve Jeremy'nin tek ortak noktası o fotoğraflar. | Open Subtitles | إنّه الشيء الوحيد المشترك بينهما... إنّها تلكَ الصور |
| ortak noktaları, ikisinin de spektrumda bulunması. | TED | حسناً فهذه المسافة نفسها هي العامل المشترك بينهما. |
| İnsanlar bunların ikisine de tam fiyat veriyolar ve tek ortak noktaları hiç bir ortak noktalarının olmayışı. | TED | يدفع الناس السعر كاملاً لكلا السيارتين، والشئ الوحيد المشترك بينهما هو أنه لا شئ مشترك بينهما مطلقاً. |
| Ama ortak noktaları sadece bu değil. | Open Subtitles | لكن ليس هذا هو الشيء الوحيد المشترك بينهما |
| Tek ortak noktaları aynı posta koduna sahip olmaları. | Open Subtitles | الشيء الوحيد المشترك بينهما هو الرمز البريدي لمنطقتيهما |
| Ve tek ortak noktaları benim. | Open Subtitles | والشيء الوحيد المشترك بينهما... هو أنـا. |
| Artık tek ortak noktaları benim sanki. | Open Subtitles | الشيء الوحيد المشترك بينهما الآن هو أنا |