| Elimizdeki kaynakları kullanıp ona dava açalım. | Open Subtitles | دعنا نأخذ المصادر التي في متناول أيدينا ونقاضيه في المحكمة الإتحادية |
| Şimdi elimizdeki tüm kaynakları her bir damla enerjimizi ve ilgimizi başına gelenlerden sorumlu her kimse onu ele geçirmek için kullanacağız. | Open Subtitles | سنستخدم جميع المصادر التي لدينا كل أونصة من الطاقة والتركيز وسنقوم باصطياد أيًا كان المسؤول عمّا حصل له |
| Ayrıca sana ihtiyacın olan bütün kaynakları sağlayabiliriz. | Open Subtitles | ولدينا جميع المصادر التي قد تحتاجينها |
| Bizim başa çıkmak için ihtiyacımız olan bu kaynaklar bütün bu toplumsal sorunlar varken nasıl gerçekten oluşturulabilir? | TED | كيف تم إنشاء هذه المصادر المصادر التي سنحتاج للتعامل معها مع كل المشاكل الاجتماعية؟ |
| Daha hızlı yenilenen kaynaklar talebi karşılayamadığında suyu sınırlı yeraltı rezervlerinden pompalamaya başlarız. | TED | وحين لاتستطيع المصادر التي تتجدد بشكل أسرع ان تلبي الاحتياجات نبدأ في ضخها من مخزوننا التحت أرضي المحدود. |
| Bu işten sonra, ihtiyacın olabilecek tüm kaynaklara sahip olacaksın. | Open Subtitles | بعد هذا الإتفاق سكون لديكِ كل المصادر التي طالما إحتجتي لها |
| Buraya gelmemin tek sebebi sendeki kaynaklara ihtiyacım olması. | Open Subtitles | السبب الوحيد أنني هنا هو أنك لديك المصادر التي أريدها. |
| Onu bulacak istihbaratları eski Gurkha'ları tutacak kaynakları var. | Open Subtitles | بموتِ "إيلا", فلديهم معلوماتٌ عن مكانها إضافةً إلى المصادر التي تخولهم لتعيينِ أعضاءِ "جورخا" سابقين |
| Şimdi, bu hikayeyi sizi dinleyecek insanlara anlatmanız onları Ebolanın ne olduğu hakkında eğitmeniz ve daha da önemlisi Ebolayı yok etmek için ihtiyaç duyduğumuz kaynakları bu ülkelere getirebilecek kişileri desteklemeniz için size ihtiyacımız var. | TED | و الآن نريدكم أن تأخذوا هذه القصة إلى العلن و تخبروا من سيستمع من الناس و تعلموهم ما معنى أن تُهزم الإيبولا، و الأهم من هذا، نحتاجكم أن تدعوا الناس الذين باستطاعتهم مساعدتنا بجلب المصادر التي نحتاجها لهذه البلدان، للقضاء على هذا المرض. |
| kaynakları, kendi emrimizde radikal yollarla kullanarak, deney yapmaya alan açarak bizi çevreleyen ham ve hatalı şeylerdeki saklı güzelliği bulan ve onları yücelten yapıları gün yüzüne çıkarabiliyoruz ve kendi dillerini konuşmalarına izin veriyoruz. | TED | وباستخدام هذه المصادر التي في جعبتنا بطرق ثورية، بإفساح مكان للتجارب، يمكننا أن نبرز أساليباً معمارية تعثر على الجمال الكامن في الأشياء الخام الناقصة المحيطة بنا، لكي تزيدها رُقياً، وتجعلها تتحدث بلغتها الخاصة. |
| Buna rağmen milyonlarca insan dağlarda yaşar... ya karmaşadan uzaklaşmak ya da başka hiçbir yerde bulunmayan kaynakları sömürmek için. | Open Subtitles | ...ولكنَّ ملايين الاشخاص يعيشون في الجبال ...أمَّا في طلب المأوى من الصِراعات .أو إستغلال المصادر التي لا توجد في مكان ٍ آخر |
| Her yerde, zaman bankalarının ve paralel para birimlerinin çoğaldığını görüyoruz, insanlar akıllı teknolojileri, pazarın sunduğu bütün kaynakları bir araya getirmek için kullanıyorlar; insan, bina, toprak gibi. Bunları da kimin daha çok ihtiyacı varsa ona yönlendiriyorlar. | TED | وفي كل مكان يمكنكم أن تروا الزيادة في بنوك الوقت و العملات المتوازية , الناس يستعملون تكنولوجيا ذكية للتواصل مع كل المصادر التي تحررت من السوق , الناس , العمارات , الأراضي وربطهم مع أي شخص له القدرة علي جذب الإحتياجات . |
| Niye sonunda hepsi öldü? Beş noktalı çerçevemdeki ilk kalem, insanların, çevrelerine yaptıkları etki: insanların dikkatsizce bağımlı oldukları kaynakları tüketmeleri. İskandinavya Vikingleri de dikkatsizce humuslu toprağın erozyonuna ve ormansızlaşmasına yol açtılar. Bu onlar için ciddi bir sorundu; çünkü ormanı kullanarak kömür, kömürü kullanarak da demir yapıyorlardı. Dolayısıyla, demirsiz kalmış | TED | لماذا كان مصيرهم هكذا؟ حسنا, في هيكلي ذو الخمس نقاط, العنصر الاول فيه هو أن نلقي نظرة على التأثير البشري على البيئة: حيث يدمر البشر -غير مبالين- المصادر التي يعتمدون عليها في العيش. وفي حالة الإسكندنافين النرويج, تسبب الإسكندنافيون في تآكل التربة و إقتلاع الاشجار, و التي كانت مشكلة كبيرة بالنسبة لهم لأن لأنهم كانت تعوزهم الغابات من أجل الفحم .. وسيلتهم لتصنيع الحديد. |
| Gözetmenler konseyinin elindeki kaynaklar sadece kütüphaneleri... | Open Subtitles | المصادر التي عند مجلس المراقبين والتي تحت تصرفهم |
| Bölüm'de ihtiyacım olan kaynaklar var ve beni korurlar. | Open Subtitles | "الشعبة" لديها المصادر التي أحتاجها ولن يدعوا شيئاً يحصل لي |
| Araştırdığım kaynaklar... | Open Subtitles | - المصادر التي تحققت منها |
| Karışık. Üstüne gereken kaynaklara da sahip değiliz o yüzden elimizden geleni yapıyoruz. | Open Subtitles | انه معقد, ولا احد منا يملك المصادر التي نحتاجها ايضاً |
| Kullanımımdaki tüm kaynaklara ve tüm çok bilmişliğimize rağmen, biliyorum ki ben bu kadar zarif ve yerel şartlarla tamamen uyumlu bir şeyi kesinlikle tasarlayamazdım. | TED | وهو أنه بالرغم من جميع المصادر التي هي تحت تصرفي، وبالرغم من كل التطور الظاهري الذي نتمتع به أنا موقن أنني لم أكل لأصمم شيئا على هذا المستوى من الرقي والتجانس التام مع المحيط المحلي كما في هذا المثال. |
| (Alkışlar) Peki bizim sahip olduğumuz kaynaklara sahip olmayanlar? | TED | (تصفيق) ماذا عن هؤلاء الذين لا يملكون المصادر التي نملكها؟ |