| İşte burası da daha çok el yapımı mobilyayla dolu kütüphanemiz. | TED | هذه مكتبتنا تحتوي على المزيد من الاثاث المصنوع يدويا. |
| Emma'ya ev yapımı losyonlarımdan sürdüm. | Open Subtitles | إستعملت بعضاً من مرهمي المصنوع في البيت ووضعته لإيما. |
| Orda bulunduğun gün sayısı ve çin yapımı AK-47 makinelilerin sesi. | Open Subtitles | عدد الأيام هناك وصوت رشاش أي كي -47. المصنوع فى الصين |
| Kapının rengini ve hangi malzemeden yapılmış olduğunu algılamanızı istiyorum. Kapının rengini ve hangi malzemeden yapılmış olduğunu algılamanızı istiyorum. | TED | أريدكم أن تتخيلوا لون الباب المواد المصنوع منها |
| CA: Temel sorun bu. Geri dönüştürülmüş plastiğin fiyatı, daha çok benzinle yeni yapılmış plastiğin fiyatından genellikle daha yüksek. | TED | ك.أ: إذن هذه هي المشكلة الأساسية، سعر البلاستيك المُعاد تدويره عادةً أعلى من سعر البلاستيك المصنوع ابتداءً من النفط. |
| Ben ev yapımı salak testi dinlerim çünk senin kocan kesinlikle yalan söylüyor. | Open Subtitles | سأستمع الى جهازي المصنوع في البيت لأن زوجك بالتأكيد يكذب |
| Ama benim bir kaç tane porselen yada Çin yapımı olanlardan var. | Open Subtitles | ولكنني أمتلك بعض البوم المصنوع من البورسلين والخزف الصيني. |
| Belki de benim, gizemli bir şekilde ölmek üzere olan canımın ev yapımı pastayı istemesini durduramıyorum. | Open Subtitles | ربما أنه بسبب كوني كدتُ اموت بشكلُ غامض لا يسعني التفكر سوى في الطعم اللذيذ للكعك المصنوع في المنزل |
| Dur! Ev yapımı kremşantimi denemeden önce onu tatmak istemezsin. | Open Subtitles | إنتظري، لاتريدي ان تضعي قطعة من هذا في فمِك بدون أن تجربي الكريم شانتيه المصنوع منزلياً الخاص بي |
| Hadi bunu biraz daha geliştirelim.. Max'in ev yapımı kekleri. | Open Subtitles | - لنتحرك قليلا , كب كيك ماكس المصنوع في البيت |
| ...ancak el yapımı İtalyan ayakkabı giyiyorsun. | Open Subtitles | لازلت ترتدي هذا الحذاء الايطالي المصنوع بناء على الطلب |
| Aklını çelmek için ev yapımı et spreyiyle görüşünü engelledim. | Open Subtitles | الان .. لقد افتقدت الرصيف ذو بخاخ لحم البقر المصنوع محليا من اجل اغراءه |
| Evet, bugün ev yapımı ilk kaçak içki şişemizi açıyoruz. | Open Subtitles | أجل ، نحن نعبأ أول كمية لنا من الخمر المصنوع في المنزل. |
| Bildiğiniz gibi 2004'ten beri el yapımı hapishane şarabı ve ispirto konusunda bloğumuzun dağıtıcısı benim. | Open Subtitles | للخمر المصنوع في السجن والمزاج منذ 2004. |
| Bu el yapımı sembol hakkında bana bir şeyler söyleyebilir misiniz acaba? | Open Subtitles | كنتُ أتساءل ما الذي بوسعك أن تُخبرني إياه حيال هذا الرّمز الموجود على تلك النتاج المصنوع ؟ |
| Sizlere ev yapımı nefis kekler ikram edeceğiz. | Open Subtitles | أحضرنا لكم يا رفاق بعض الكعك اللّذيذ المصنوع منزليّاً |
| ...manyaklıkla yaptığı tek şey buydu tabi şekerden yapılmış gökdelen 15 metre çaplı büyüteç ve hiçbiryere çıkmayan yürüyen merdiven hariç. | Open Subtitles | ما عدا المبنى المصنوع من عصيّ الآيسكريم والعدسة المكبرة التي بحجم 50 قدم وذلك المصعد الذي لا يؤدي إلى شيء |
| Bay Chan o köklerden yapılmış çayı içtiği zaman ne olacak? | Open Subtitles | ماذا سيحدث عندما يشرب السيد تشان الشاي المصنوع من هذه الجذور ؟ |
| Ama sabundan yapılmış olanın dezavantajları vardı. | Open Subtitles | لكن ذلك النوع المصنوع من الصابون له سلبيات |
| Belki de kaktüs suyundan yapılma şu pis Apaçi içkisinden içiyorlardır. | Open Subtitles | ربما كانوا يشربون وحل الأباتشي المصنوع من عصير الصبار |
| Lambswool kazağınımı okşuyordum? | Open Subtitles | أنا لم أكن أداعب قميصي المصنوع من الصوف. |