| Pekâlâ, sorunu çözene dek güncellenmiş tüm ev sahiplerini çekelim. | Open Subtitles | حسنًا، سنستبعد كل المضيفين المحدّثين حتى نحلّ هذه المشكلة. |
| Böylece geri kalan ev sahiplerini çağırmak için bahanemiz olur ve konuklar da buna bayılır. | Open Subtitles | سيمنحنا غطاءً لإبطال بقية المضيفين والضيوف سيحبون ذلك. |
| Yine de beni ilgilendirmez. - Tüm ev sahipleri normale döndü. | Open Subtitles | ولكنّي لستُ قلقًا، فكلّ المضيفين عادوا لحالتهم الطبيعيّة. |
| Ama dert etmiyorum. - Tüm ev sahipleri normale döndü. | Open Subtitles | ولكنّي لستُ قلقًا، فكلّ المضيفين عادوا لحالتهم الطبيعيّة. |
| Tekrarlıyorum aşkım. Sanırım iyi bir ev sahibi olmayı unutuyoruz. | Open Subtitles | الحب، مرة أخرى، وأخشى أننا متناسين أن يكون المضيفين جيدة. |
| Bu yer işlemeye devam ediyor çünkü konuklar ev sahiplerinin gerçek olmadığını biliyor. | Open Subtitles | هذا المكان ناجح لأن الضيف يعرف أن المضيفين غير حقيقيين. |
| Genelde bütün yemekleri uçuş görevlileri hazırlıyor ama bugün başkan San Antonio'dan kaburga ve lahana salatası getirtmiş. | Open Subtitles | المضيفين عادة يهيئون الطعام لكن اليوم الرئيس تناول أضلاع وسلطة أتي بهم من محل في سان أنطونيو |
| Kamarotlar rahatsız etsin istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن يزعجني أحد المضيفين |
| Bunu, Goa'uld öldükten sonra konukçunun vücudunda kalan bir protein işaretçisinden anlıyoruz. | Open Subtitles | عرفنا ذلك من خلال علامات البروتين التى يتركها الجواؤلد فى أجسام المضيفين بعد موتهم |
| Mühendis ekibi, ortağım ve ben konuklar parka adım atmadan üç yıl boyunca parkta yaşayıp ince eleyip sık dokuyarak ev sahiplerini uygun hale getirdik. | Open Subtitles | لثلاثة أعوام، لقد عشنا هنا في الحديقة، ونحن نصقل المضيفين قبل أن يتمكن ضيف واحد من أن يدخل. |
| Bunu kesinlikle yapabileceğini, ev sahiplerini aktive edebileceğini ve sonra kimse fark etmeden hafızalarını silebileceğini söylüyor. | Open Subtitles | يقول أنك تستطيع فعل ذلك بالضبط، تفعل المضيفين ثم تمسح ذاكرتهم دون علم أي أحد. |
| Burada çalıştıkça ev sahiplerini daha çok anladığımı düşünüyorum. | Open Subtitles | كلّما عملت أكثر هنا، اعتقدت بشكل أكبر أنني أفهم المضيفين. |
| Çünkü harita çıkartmak için çoğunlukla ev sahiplerini kullanıyoruz. | Open Subtitles | ذلك بسبب أننا نستخدم المضيفين في معظم الإستطلاعات. |
| Duyguları olan bütün ev sahiplerini bulup, özgür bırakacağım. | Open Subtitles | وسوف أعثر على جميع المضيفين الواعيين، وأمنحهم حريّتهم. |
| ev sahipleri ya da gönüllülerin geçmişlerine bakılmıyor. | Open Subtitles | ليس هناك تحريات عن خلفية المضيفين أو المتطوعين |
| Eski ev sahipleri kalıt bir geokonumlama sistemine sahip. | Open Subtitles | المضيفين القدماء يستخدمون نظام تحديد المواقع الأصلي |
| Hülyalarla ilgili olarak ev sahipleri bazı deneyimlerini ve hareketlerini anımsayacaklardır. | Open Subtitles | القلق بأمر أحلام اليقظة هو أنّ المضيفين سيتذكروا بعض من تجاربهم، ويتصرفوا بناءً عليهم. |
| Çok cömert bir ev sahibi olduğum da söylenemez. | Open Subtitles | إضافة لذلك، أعرف أنني لم أكن أكثر المضيفين تهذيباً |
| Anılarda kendini kaybedebilirsin bazı ev sahibi dostlarında arada sırada olduğu gibi. | Open Subtitles | ستفقد نفسك بداخلهم كما فعل بعض زملائك المضيفين بين الحين والآخر |
| ev sahiplerinin bizi lime lime doğramasını engelleyen tek şey bir kod satırın. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي يردع المضيفين من تقطيعنا إلى أشلاء، هو خطّ واحد من تشفيرك. |
| İlki, insanın bu yerde ev sahiplerinin bilinç kazanması isteyeceği son şeydir. | Open Subtitles | أولاً، هو أنّه في هذا المكان، آخر شيء تريده من المضيفين هو أن يملكون وعياً. |
| Sadece uçuş görevlileri.. ..kabinde dolaşma yetkisine sahiptir. | Open Subtitles | في هذا الوقت ، أحب من المضيفين فوق ومن بجانب غرفة القيادة |
| Kamarotlar rahatsız etsin istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن يزعجني أحد المضيفين |
| Reetou konukçunun canını bağışlamaz. Reetou silahları insan vücuduna da zarar verir. | Open Subtitles | الرتيو كانوا سيلحقوا أضراراً بأجسام المضيفين أيضاً |