| mutfak kapanmadan öğle yemeği isterseniz diye size menüyü getirdim. | Open Subtitles | في حالة اذا كنت تريد الغدا? قبل اغلاق المطابخ |
| Moderno Tasarımları mutfak konforunun en son halkasını sunar: | Open Subtitles | تصميمات مودرنو تقدم لكم الأحدث في كماليات المطابخ |
| mutfak Arkadaşını alan Miracle şirketi Banyo Dostuyla da ilgilendi. | Open Subtitles | شركة ميركل تمتلك مؤسسة المطابخ مهتمة بجهاز الحمام |
| Birçoğumuz hâlen genetik koşulları mutfakta teşhis edemiyoruz ya da evde babalık testi yapamıyoruz. | TED | قد لا يكون الكثير منا يقوم بتشخيص الشروط الورائية بعد في أحواض المطابخ أو اختبار الأبوة في المنزل. |
| Öteki eldiveni savaş sonuna kadar mutfakta kullandım. | Open Subtitles | إستخدمت الاخرى في المطابخ حتى نهاية الحرب |
| Bu yüzden büyük bir aşçı olmuştur, mutfağa saklanmak için. | Open Subtitles | و لهذا أصبح كبير طبّاخين للإختفاء داخل المطابخ |
| Koridorlarda, çatılarda, oturma odalarında, mutfaklarda. | Open Subtitles | إنهم في المداخل، الأسقف غرف المعيشة، المطابخ |
| Etrafı tanımadığı insanlarla çevrili, bir odada oturuyor ve, mutfak için renk kataloglarını inceliyor. | Open Subtitles | إنها جالسة فى غرفة و محاطة بأناس لا تعرفهم تتصفح فهرسا لانواع طلاء المطابخ |
| Ben garson değilim, menü yok, mutfak da kapalı. | Open Subtitles | انا لست نادلة و ليس هناك قوائم و المطابخ مغلقة |
| Garson ve mutfak personeli kılığındaki protestocular yukarıdan sembolik oy pusulaları yağdırdılar. | Open Subtitles | عندما تنكر مُحتجون فى هيئة عمال المطابخ و الجارسونات أطلقوا سيل من الأناشيد الرمزية من أعلى |
| O zaman ben-- pek çok patlama vardı ve ben bu patlamalardan bahsettiğim zaman, onlar bana şunu söylediler: Doğru ya, binada o kadar çok mutfak var ki. | Open Subtitles | كان هناك العديد من الإنفجارات، وعندما تحدثت عن تلك الإنفجارات، قالوا حسنا، كان هناك العديد من المطابخ في البناية |
| "mutfak, ev sigortası, barbekü setleri satmak." | Open Subtitles | بيع المطابخ وعقود تأمين المنازل وعدد الشواء |
| - Oldukça çok. Genellikle, en çok mutfak görevlileri iş değiştirir. | Open Subtitles | حسنا, أعلى معدل إستبدال العمال عادة يكون في حمالين المطابخ |
| mutfak işçileri için dediğimi hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تذكر عندما أخبرتك عن التحول السريع في حمالين المطابخ ؟ |
| Eminim hepimiz mutfakta erkeklerle böyle şeyler yapmışızdır. | Open Subtitles | حسنا، أنا واثقة بأننا جميعاً قمنا بأشياء مع الرجال في المطابخ |
| Kimin kimi izlediğini bilmiyorum, mutfakta olanlar hariç. | Open Subtitles | أنا لست متابعة لهذا المجال، فقط ما يختص المطابخ. |
| Yükleme alanında, mutfakta, kamyonları sürmede. | Open Subtitles | في منطقة التحميل, في المطابخ وقيادة الشاحنات. |
| mutfağa barikat kurun, ahıra giden yolu güvene alın. | Open Subtitles | حصنوا المطابخ وأمنوا الطريق إلى الاسطبلات |
| İzin verin sizi aşağı indireyim, beraber mutfağa doğru keşfe çıkarız, biraz sıcak şarap buluruz. | Open Subtitles | لم لاتدعني اساعدك على النزول ونذهب لنبحث في المطابخ عن بعض النبيذ المخفوق |
| Becerimi dünya her yanındaki mutfaklarda mükemmelleştirdim. | Open Subtitles | انا اتممت براعتى فى جميع المطابخ حول العالم |
| Mutfakla ilgili bir fantezim var. | Open Subtitles | لديّ إنجذاب نحو المطابخ |
| Şükran Günü yemeklerinin hepsi ve ek olarak dünya mutfakları olacakmış. | Open Subtitles | سيقدمون كل الأطباق التقليدية لعيد الشكر بالإضافة لمكملات من المطابخ العالمية |