| Shadow'a nasıl oldu da yolun düştü? Burası turist haritalarında bile tam olarak geçmiyor. | Open Subtitles | كيف انتهى بك المطاف في وادي الظل هذا بالتحديد ليس على خريطة السياح |
| Nasıl oldu da, küçük kasabamıza yolunuz düştü? | Open Subtitles | كيف إنتهى بكم المطاف في بلدتنا الصغيرة ؟ |
| Lise tabelası nasıl olduysa koridorun ortasına düştü. | Open Subtitles | لافتة المدرسة انتهي بها المطاف في أحد الأروقة بطريقة ما. |
| Sonra da kendimi şunu düşünmekten alamıyorum, bu canlılar tam bir doğa harikası, milyonlarca yıllık evrimle mükemmel olmuşlar. | TED | ولكن ينتهي بي المطاف في التفكير حول روعة هذه الكائنات، التي تم ضبطها بدقة بفعل ملايين السنين من التطور. |
| Çünkü aldığımız zaman insanlar ya ölüyorlar ya da makineye bağlı yaşıyorlar. | Open Subtitles | عندما ينتهي بنا المطاف في مستشفى او على جهاز إنعاش او ميت |
| Esir düştü ve kendisini bir savaş kampında mahkum olarak buldu, onun için korkunç zamanlardı çünkü Yahudi olduğunun ortaya çıkması halinde yüksek olasıkla kurtulamayacağı bir toplama kampına gönderilebilirdi. | TED | تم القبض عليه وانتهى به المطاف في سجن لأسرى الحرب، وكان هذا وقتا مرعبا بالنسبة له، لأنه إن أُكتشف أنه يهودي، كان سيتم نقله لمعسكر اعتقال، حيث لا أمل في النجاة في الأغلب |
| Yolun nasıl Atlantic City'e düştü? | Open Subtitles | اذن كيف انتهي بك المطاف في مدينه "اتلانتك؟" |
| Chester's Mill'e nasıl yolunuz düştü? | Open Subtitles | كيف انتهى بكم المطاف في تيشستر ميل ؟ |
| - Öyleyse niye karakola düştü? - Oraya kendisi gitti. | Open Subtitles | ولكن لم ينتهي به المطاف في مركز شرطة - لقد ذهب إلى هناك بنفسه - |
| Nasıl oldu da yolunuz Lesiny'e düştü? | Open Subtitles | وكيف انتهى بك المطاف في "ليزني"؟ |
| Nasıl oldu da bir avuç su ve ateş bükücü Kuvira'nın eğitim-pekiştirme kamplarından birine düştü? | Open Subtitles | لذا كيف مجموعة من المتحكمين بالماء والنار أنتهى بهم المطاف في أحدى معسكرات (كوفيرا) لإعادة التأهيل ؟ |
| Öyle bir yere nasıl düştü? | Open Subtitles | كيف إنتهى بها المطاف في مكان كهذا؟ ! |
| Gemiden tek ayakla da, iki ayakla da insen, yine de sudasındır. | Open Subtitles | سواء خرجت من القارب بخطوة أو اثنتين سينتهي بك المطاف في الماء |
| Sınırı araçla geçiyorsunuz sandım. Nasıl oldu da kanalizasyona düştünüz? | Open Subtitles | ظننتُكم ستقودون عبر الحدود، كيف انتهى بكم المطاف في المجاري؟ |
| Okyanusa varamayanlar ise yakılıyor ya da etrafa saçılıyor. | TED | والأكياس التي لا ينتهي بها المطاف في المحيط يتم رميها أو حرقها. |
| Eyaletten eyalete sürüklendim ve nihayetinde kendimi Kuzey Karolina'da buluverdim. | TED | تجولت من ولاية إلى أخرى وانتهى بي المطاف في شمال كارولاينا. |
| Peki ben nasıl oldu da Kaliforniya hapishanesini boyladım? | TED | إذًا، كيف انتهى بى المطاف في سجن كاليفورنا بحكم مؤبد؟ |