| Bu odada yeterli sayıda boşanmış ve düşmanlık nedir,öfke nedir bilen insan olduğuna eminim | TED | يوجد هنا، و أنا متأكد، ما يكفى من المطلقين فى هذه القاعة لكى تعلموا العدائية، الغضب، ومن يعلم ماذا أيضا. |
| Bütün boşanmış erkekleri toplayıp bir ardiyede tutmak lazım. | Open Subtitles | بضبط جميع الرجال المطلقين والاحتفاظ بها في رطل. |
| Alan Miller yemek mağazasında tanıştığı, boşanmış bir mimardı. | Open Subtitles | كان آلان ميلر مهندس المطلقين أنها اجتمع في الممر الثلاثة في المتجر الأغذية. |
| Annen seni boşanmış bir herifle baş-göz etmeye çalışıyor. | Open Subtitles | أمك تحاول أن توفق بينك وبين بعض المطلقين |
| Bu aslında hoş değil. Üç kere boşanan erkeklerin çoğu 60 yaşında. | Open Subtitles | ليس عدلاً , أغلب الأشخاص المطلقين 3 مرات فوق 60 سنة |
| - Çünkü bu genelde boşanmış.. ...erkeklerin hassas oldukları bir noktadır. | Open Subtitles | هذه يمكن أن تكون منطقة حساسة للرجال المطلقين |
| boşanmış babalar için iki yatak odası, biçilmiş kaftandır. | Open Subtitles | نحن سنعمل وسنكون لطفاء العمل فى غرفتى النوم مع الآباء المطلقين |
| Evet, yeni ayrılmış ya da boşanmış olanlara bakıyorlar. | Open Subtitles | نعم، الحي زاخر بالمنفصلين قريباً و المطلقين |
| Çünkü bu odada boşanmış çok insan görüyorum. | Open Subtitles | لأنني أرى الكثير من المطلقين في هذه الغرفة |
| Aslında boşanmış insanların durumu harika sayılır. | Open Subtitles | في الحقيقة ، حياة المطلقين رائعة نوعاً ما. |
| Dulları severler. Dullar boşanmış erkeklerin tam zıttı gibidir. | Open Subtitles | إنهم يحبون الأرامل إنها الحالة الإجتماعية العكسية للناس المطلقين. |
| boşanmış bir çift gibiler, ben de ortada kalmış kız çocukları. | Open Subtitles | إنّهم كالوالدين المطلقين وأنا الابنة العالقة في وسطهم |
| Cuma günleri, boşanmış babaların hepsi çocuklarını hafta sonu için alırlar. | Open Subtitles | أوه , في يوم الجمعة , كل الآباء المطلقين يأخذوا أبنائهم لأجل عطلة الأسبوع |
| Parkta aşırı tepki veren boşanmış babalar olmadan bir gün geçirilmez mi? | Open Subtitles | لاشيء مثل يوم في الحديقة محاط ,بتعويض الآباء المطلقين |
| Ve boşanmış 2 gey baba olursunuz. | Open Subtitles | ستكونان اثنان من الآباء مثلي الجنس المطلقين |
| Bu filmde, iki kızıl saçlı küçük kız boşanmış olan anne ve babalarını birbirlerine yeniden aşık etmeye çalışırlar. | Open Subtitles | في هذا الفيلم فتاتان بشعر أحمر جاءتهم فكرة خداع والدهما المطلقين كي يحبوا بعضهم مجدداً |
| Kahramanlar, erkek arkadaşlar, tek gözlü devler, boşanmış erkekler. | Open Subtitles | الأبطال، أصدقائهن، Cyclopses، الرجال المطلقين. |
| boşanmış çiftlerin, arasında sınırlar olmadığını görmek, çok iç açıcı. | Open Subtitles | -من الحميم رؤية المطلقين جالسين بلا حدود |
| Belki de boşanan erkekler için bir kulüp kurmalıyım. | Open Subtitles | ربما يجدر بي أن أفتح نادياً للرجال المطلقين |
| boşanan insanlar evlerinde eski eşlerinin resmini bulundurmazlar. | Open Subtitles | المطلقين ليس لديهم صور في المنزل للزوجات السابقات |
| Bu, ebeveynleri boşanan pek çok çocuğun rüyasıdır. | Open Subtitles | هذا شيء يحلم به معظم أطفال المطلقين |