| Doğru. Odacılarda vurada beyaz önlük giyerler. | Open Subtitles | حسناً، البوابين يرتدون المعاطف البيضاء هنا أيضاً. |
| Pekâlâ, bildiğiniz gibi Cuma günü yıllık beyaz önlük töreni yapılacak. | Open Subtitles | حسناً، كما تعلمون الجمعة سيكون فيها مراسم المعاطف البيضاء السنوية |
| Tek yapmamız gereken, beyaz önlük giyip havlu bağlamak. | Open Subtitles | كل ما علينا فعله هو هو ارتداء المعاطف البيضاء و طوى منشفة في بعض الأحيان |
| Orada beyaz ceketli adamlar vardır. | Open Subtitles | انهم الرجال فى المعاطف البيضاء |
| Baylar ve bayanlar, acı gerçek şu ki sağlık hizmetleri endüstrisi, uzun beyaz ceketli doktorlar, sizden çalıyorlar. | TED | إن الواقع المرير، أيها السيدات والسادة، هو أننا، في مجال الرعاية الصحية - الأطباء ذوو المعاطف البيضاء الطويلة - نسرق منكم، |
| Affedersin. beyaz önlük sendromum depreşmeye başladı. | Open Subtitles | آسف، إنها مجرد الأعراض التي تصيبني عند رؤية المعاطف البيضاء |
| - İnternette dolanıyorum tüm beyaz önlük konuşmalarını izliyordum. | Open Subtitles | -أتصفح الويب أشاهد جميع خطابات المعاطف البيضاء |
| beyaz önlük töreni için seçtiğimiz konuşmacımız sensin! | Open Subtitles | بشأن حرق التوت البري الأسود انت اختيارنا كمتحدث رئيسي -لمراسم المعاطف البيضاء |
| beyaz önlük törenine geç kalıyoruz. | Open Subtitles | سنتأخر عن مراسم المعاطف البيضاء |
| Orada beyaz ceketli adamlar vardır. | Open Subtitles | الرجال ذوي المعاطف البيضاء |