Bir terapist yardımıyla sorunun köküne kadar inebilir ve sıkıntınıza sebep olanı bulabilirsiniz. | Open Subtitles | مَع المعالج يُمْكِنُ أَنْ تصل إلى أساسِ المشكلةِ تكتشفْ الشيءِ الذي يُسبّبُ القلقَ |
Meşhur terapist M. Scott Peck dedi ki: Gerçek bir konuşma kendini bir kenara bırakmayı gerektirir. | TED | كما قال الطبيب المعالج الشهير سكوت بيك يتطلب الاستماع الصحيح بوضع النفس جانباً. |
Ve sol tarafta ise, onu görünmez yapan kameranın olduğu işlenmiş videoyu göreceksiniz. | TED | وفي الجهة اليسرى، سترون الفيديو المعالج حيث جعلته الكاميرا غير مرئي. |
terapistim, duyduğum bu aşkın temelinde koşulsuz hayranlığının ve benimseyişinin yatabileceğini söyledi. | Open Subtitles | طبيب المعالج, قال أن تكوني إفتتاني قد يكون الإعجاب الغير مشروط و قبول أحصل عليه من |
Leoch'ta senin yerini alan şifacı son haftalarda daha da nemrut görünüyordu. | Open Subtitles | المعالج الذي أخذ مكانك في ليوخ أصبح أكثر عناداً في الأسابيع المنصرمة |
Eğer sex terapisti olsaydım, cinsel sorunların olduğunu söylerdim. | Open Subtitles | إذا كنت أنا طبيب الجنس المعالج لكنت قلت أنك محبطة جنسياً |
İşini hakkıyla yapan profesyonel bir terapistin yapabileceği her şeyi yaptım. | Open Subtitles | فعلت كل ما يستطيع المعالج المحترف أن يفعله ليحلل لقمة عيشه.. |
Ben ona terapiste görünmesini ve gerçek bir hayat bulmasını söylerdim. | Open Subtitles | قد قلت لها للحصول على المعالج والحصول على الحياة. |
"Mikro işlemci"yi icat edenlerin çoğunu tanıyorum ve | TED | أعرف الكثير من الأشخاص الذين اخترعوا المعالج الدقيق |
Neden gidip kendine dost canlısı minik bir terapist bulmuyorsun. | Open Subtitles | الذي لا تحصل على نفسك بعض المعالج الصغير الودّي |
Sakla bunu. Birgün bir terapist bunu görmek isteyebilir. | Open Subtitles | إحتفظي بذلك يوما ما المعالج قد يريد رؤيته |
Eğer terapist, kendine aşık olan hastasının durumuyla başa çıkamaz ise, kendi özel hayatında bozulmalar başgösterir. | Open Subtitles | لو كان المعالج لا يستطيع التعامل مع الوضع حينما يغرم فيه المريض بأن ذلك يشير إلى أن حياته الخاصة تتداعى |
Nathan'la gittiğimiz bir terapist vardı. | Open Subtitles | هناك هذا المعالج الذى ذهبت لة انا ونايثان |
Akademik kurumları insanlara yeniden yemek yapmayı öğretme yolları hakkında düşünmeye başlatmalıyız, çünkü kuşkusuz ki yapmıyorlar! çünkü bu işlenmiş gıdalar okullarda ve kurumlarda çok uzun zamandır var. | TED | يجب أن نحصل على مؤسسة أكاديمية لنبدأ التفكير بطرق لتعليم الناس كيف يطهوا مجدداً لأنهم بالطبع لا يطهون لأنه لدينا هذا الطعام المعالج في المدارس والمؤسسات منذ وقت طويل. |
Şu yeni otomatik makine işlenmiş şeker, sanayi atıkları ve yağ verilmiş asit dolu! | Open Subtitles | وجباتآلةالبيعالجديدةتلكمليئة .. بالسكر المعالج والمنتجات الثنائية الصناعية والاحماض الدهنية |
Ancak terapistim diyor ki, bu narsizmin bir türüymüş. | Open Subtitles | ولكن بلدي المعالج يقول بل هو شكل من أشكال النرجسية. |
Eskiden doktor olarak bilinen şifacı. | Open Subtitles | نعم اوو ايها المعالج كانت تعرف سابقا باسم دوك |
Evliliğini kurtarmasına yardımcı olan şu terapisti tavsiye ediyor. | Open Subtitles | هو ينصح بهذا المعالج وهو الذي انقذ زواجه |
Ve herşey tersyüz oldu. terapistin aklından seks çıkmıyordu. | Open Subtitles | واتضح ان هذا المعالج كان مهووسا بممارسة الجنس. |
terapiste gitmekten çok daha ucuz. | Open Subtitles | هذا أرخص بكثير من الذهاب إلى المعالج النفسي اللعين |
sadece neye benzediğini göstermek için, hareket halinde gösteren bir video ile işlemci mekanizması çalışması göstereceğim. | TED | الآن، سأعطيكم لمحة عما يبدو عليه وهو يتحرك بفيديو يعرض جزء واحدا فقط من آلية المعالج تشتغل. |
O gece, Alexander Charlotte'la bir daha görüşmemeye ve bir terapistle görüşmeye karar verdi. | Open Subtitles | في تلك الليلة، وقرر الكسندر إلى التوقف عن رؤية شارلوت والبدء في رؤية المعالج. |
Sonra psikiyatriste gidip ona bu iyileşmiş insanı gösterdiler ve psikiyatrist onlara; | Open Subtitles | إذاً هُم مضوا إلى المعالج النفسي، أظهروا للطبيب هذا الشخص المتعافي و قال الطبيب: |
Ayrıca Tümör Tedavi Alan üreticisini görebilirsiniz, fakat önemli olan onun hayatını yaşadığını görebilirsiniz. | TED | يمكنكم رؤية موّلد حقل الحقل المعالج للورم، لكن الأهم أنه يمكنكم أيضا أن تروا أنها تعيش حياتها. |
Sorumlu hekim beni tanıyı, hastalığın seyrini ve bakım seçeneklerini Harold ve ailesiyle paylaşmam için gönderdi. | TED | أرشدني الطبيب المعالج بأن أشارك مع هارولد وعائلته التشخيص والتنبؤ وخيارات الرعاية. |
Şifacılar bandaj çıkarmayı bilir, değil mi? | Open Subtitles | المعالج يستطيع إزالة الضمادات. أليس كذلك؟ |
bu işlemcinin prototip bir parçasının resmi bilim müzesinde bulunmakta | TED | هذه صورة لنموذج أولي لجزء من المعالج الموجود في متحف العلوم. |
Hakli oldugu bir nokta vardi kendisinin terapistine asik olan ilk kisi olmadigini söyledi. | Open Subtitles | و لديها وجهة نظر, لقد سألت إن كانت هي أول شخص يقع في حب المعالج |