| Sonsuza kadar benim yanımda olmalıydın. | Open Subtitles | كان من المفترض أن تكوني بجانبي إلى الأبد |
| Sen aşağıda olmalıydın, bebeğim. | Open Subtitles | من المفترض أن تكوني في الأسفل، عزيزتي |
| Sonuçta, evlenip de kutlamalara katılacağına yatak istirahatinde olman gerekiyordu. | Open Subtitles | أنا بخير، للمرّة الخمسين. حسنا، من المفترض أن تكوني مستريحة في السرير، |
| - Senin bu kasabanın doktoru olman gerekiyordu... keşke öyleymiş gibi davranmaya başlasan. | Open Subtitles | من المفترض أن تكوني الطبيبة في هذه البلدة وأود بحق الجحيم ان تبدأي التصرف علي هذا النحو |
| Kölem olman gerekmiyor muydu? | Open Subtitles | أليس من المفترض أن تكوني عبدتي أو شيء مثل هذا؟ |
| Bir saat önce yatakta olman gerekirdi. | Open Subtitles | من المفترض أن تكوني في الفراش منذ ساعة مضت |
| Anne, benim tarafımda olman gerekiyor. Zaten yeterince kötü hissediyorum. | Open Subtitles | من المفترض أن تكوني بصفي يا أمي أشعر بالسوء بما يكفي |
| Yarım saat önce burada olmalıydın. | Open Subtitles | من المفترض أن تكوني هنا قبل نصف ساعه |
| İşte olmalıydın. | Open Subtitles | كان من المفترض أن تكوني في العمل |
| Sen tanık olmalıydın. | Open Subtitles | كان من المفترض أن تكوني الشاهدة |
| - Bu saatte yatmış olmalıydın. | Open Subtitles | من المفترض أن تكوني في الفراش. |
| Arkadaşım olman gerekiyordu. | Open Subtitles | كان من المفترض أن تكوني صديقتي |
| Senin hasta olman gerekiyordu. | Open Subtitles | كان من المفترض أن تكوني انتِ المريضه |
| Senin Afrika'da olman gerekiyordu. | Open Subtitles | من المفترض أن تكوني في أفريقيا. |
| Senin terzi olman gerekiyordu. | Open Subtitles | من المفترض أن تكوني صناعة ملابس. |
| Senin kölem olman gerekmiyor mu? | Open Subtitles | أليس من المفترض أن تكوني عبدتي أو شيء مثل هذا؟ |
| Evet, görüyorum. İşte olman gerekmiyor mu? | Open Subtitles | نعم أرى ذلك أليس من المفترض أن تكوني في العمل؟ |
| Bugün sette olman gerekmiyor muydu? | Open Subtitles | أليس من المفترض أن تكوني مع بقية الحريم اليوم |
| En yakın arkadaşım olman gerekirdi ama iplediğin bile yok. Annen değilim ben, Rae. | Open Subtitles | من المفترض أن تكوني صديقتي يا كلوي وأنتِ لم تعطيني سواء الفضلات |
| Sadece okuyor olman gerekirdi. | Open Subtitles | . من المفترض أن تكوني تقرأين فحسب |
| Bir yerlerde mi olman gerekiyor? | Open Subtitles | هل من المفترض أن تكوني في مكانٍ آخر ؟ |
| Şu anda evinde, Ernest'le memnun mesut yaşıyor olman lazım. | Open Subtitles | من المفترض أن تكوني في البيت تعيشين حياة جميلة مع إرنست |