| Bu yolculuktaki en sevdiğim resim Joe ve Roseanne aitti. | TED | تعتبر صورة جو وروزان من الصور المفضلة من هذه الرحلة، |
| Biliyorum, senin para kazandıran şarkılarından değil ama benim en sevdiğim. | Open Subtitles | أنا أعلم أنها لا تجني الكثير من المال لكنها المفضلة عندي |
| Ödül olarak da, o çok sevdiği çikolatalı kurabiyelerden alabilecekti. | TED | وكمكافأه له يمكنه شراء بعض بسكويت الشوكولاته، لأنها المفضلة لديه. |
| Çok komik! 3 gündür sana en sevdiğin yemekleri yapıyorum. | Open Subtitles | مضحك جداً إنني أطهو لك أكلتك المفضلة منذ ثلاثة أيام |
| en iyi arkadaşın günden güne erirken hiçbir şey yapamamak nasıldır bilemezsiniz. | Open Subtitles | لا تعرفين ما هو شعور الجلوس عاجزة بينما صديقتك المفضلة تزداد مرضاً |
| En sevdiğim oyundur. Ama kazandığında ne diye bağırdığını hatırlayamıyorum. | Open Subtitles | هذه لعبتي المفضلة لكن لا أتذكر بما تصيح حين تفوز |
| Size sadece adımı, rütbemi ve en sevdiğim yemeği söylerim. | Open Subtitles | كل ما استطيع قولة هو اسمي, وظيفتي, والحبوب المفضلة لدي |
| Antlaşmanın imzalanması ve en sevdiğim tatlı, Jogan'lı pasta şerefine. | Open Subtitles | للتوقيع علي المعاهدة ولحلوتي المفضلة كعكة فواكه الجوجان . نعم |
| Baba-kız kotilyonu, büyürken her zaman en sevdiğim şey olmuştur. | Open Subtitles | الكيتليون الخاصة بالأب وابنته كانت المفضلة لدي عندما كنتُ صغيرة |
| Terliyor, en sevdiğim kitapları okuyor, en sevdiğim yemekleri alıyor. | Open Subtitles | لقد كان يقرأ كتبي المفضلة لقد كان يحضر أطعمتي المفضلة |
| Büyük Beyaz, tüm denizlerde varlığını sürdürebilir ama genellikle ılık sularda ve en sevdiği besin alanlarının yakınlarında bulunur. | Open Subtitles | مجال القرش الأبيض يمتد خلال جميع بحار العالم لكنه يوجد أغلب الاوقات في المياه المعتدلة بجوار مناطقه المفضلة للتغذية |
| Bu onun en sevdiği ağaçmış ve bütün gün gölgesinde oturur çiçekleri koklarmış. | Open Subtitles | كانت شجرته المفضلة و كان يجلس طوال اليوم تحت ظلالها و يشم الزهور |
| En sevdiği gitarının, en sevdiği kızla birlikte olmasından memnun olduğunu söylerdi. | Open Subtitles | قائلاً انه يحب فكرة ان غيتاره المفضل يقضي الوقت مع فتاته المفضلة |
| En sevdiğin ev yemeğini bu akşam kaçta servis etmemi istersin? | Open Subtitles | كنت أتسال متى تريديني أن أبدا في طبخ وجبتك المفضلة الليلة؟ |
| O lisede en çok sevdiğin şeyleri çizerken çok eğleneceksin. | Open Subtitles | . سوف تستمتع برسم أشيائك المفضلة في هذه المدرسة الثانوية |
| Çünkü senin en sevdiğin şeylerin hepsinin benimkiyle aynı olması biraz garip. | Open Subtitles | لأنه غريب نوعاً ما ان جميع اشيائك المفضلة هي نفسها اشيائي المفضلة. |
| Onun gerçekten en iyi dostu olsaydın, gitmesine izin verirdin. | Open Subtitles | إذا كنت حقا صديقتها المفضلة من المحتمل أن تدعيها تذهب |
| İki numara: -- favorim -- kocaman bir kara delikle karşılaşacağız. | TED | المرتبة الثانية -- المفضلة لدي -- أن نقابل ثقبا أسود شارد. |
| sevdiğimiz malzemeleri arayışımızı hala sürdürebiliriz, ve favori yiyeceklerimiz hakkında hikayeler uydurup anlatmaya devam edebiliriz. | TED | يمكننا مواصلة البحث عن المكونات التي نحب، ويمكننا مواصلة الدوران حول وجباتنا المفضلة. |
| Zararlı bir böcek gördüğün yerde şimdi gelecekteki gözde biranı tattığını düşün. | TED | حيث كنت ترى استخدام الافات، الآن فكر في تذوق بيرتك المستقبلية المفضلة. |
| Mesela en sevdiğiniz şarkıyı ilk defa duyduğunuz o anı düşünün. | TED | لذا، فكروا بسماع أغنيتكم المفضلة للمرة الأولى. |
| Hafta sonları yapmayı en çok sevdikleri şey hayvanat bahçesine gitmek. | Open Subtitles | المفضلة لديهم في عطلات نهاية الأسبوع هو الذهاب إلى حديقة الحيوان |
| Evet, sana küçük bir hoş geldin hediyesi getirdim. En sevdiğinden. | Open Subtitles | نعم، و أحضرت لكِ هدية بمناسبة العودة المفضلة لديكِ |
| - Willow da yeni gözdesi. - Orada mı? Dawn'la birlikte? | Open Subtitles | ويلو هي المفضلة الجديدة عنده هي هناك ومعها داون؟ |
| Evet, bugün şehirden getirmeye söz verdiğin pasta. Ben'in favorisi. | Open Subtitles | نعم الكعكة التي وعدت ان تحضرها من المدينة المفضلة لبين |
| Plastik çiçekler, çok severim. Bunlar asla solmaz, biliyorsun. | Open Subtitles | الزهور البلاستيكية هي المفضلة لدي هم لا يموتوا أبداً,أتعلم هذا |
| Bu benim en sevdiklerimden biri, tavşanları çiftleştiriyorsunuz, yani erkeklere şanslı tavşanı seçiyorsunuz. | TED | هذه أحد المفضلة لدي هنا، حيث يتكاثر الأرانب حيث يختار الذكر الأنثى المحظوظة |
| Aslında yüz bir. En sevdiğimdir. | Open Subtitles | مئة وواحد بالتحديد إنها دراجتي المفضلة |