| Kutsal ve değersiz arasında ki çizgiyi biz belirleyebiliriz. | TED | نحنُ الذين نرسمُ الحد الفاصل بين المقدّس والتافه. |
| Havanın Kutsal oğlu, öfkenin babası, ateş kuvvetlice dans ediyor mükemmellik ve güzellik arasında. | TED | ابن الهواء المقدّس ووالد الغضب، ترقص الحرارة بحيوية بين الكمال والجمال. |
| Kutsal kitap üzerine yemin ederim ki ben yapmadım. | Open Subtitles | ، أحلف بالكتاب المقدّس بعدم إرتكابي لهذه الجريمة |
| Patricia, Sacred Heart'ta olman bizim için büyük bir zevkti. | Open Subtitles | لقد سرّني كثيراً أن تكوني هنا في مشفى "القلب المقدّس" |
| "Tanrı'nın huzurunda ve bu topluluğun önünde "bu erkekle bu kadını Kutsal evlilik bağıyla birleştirmek için toplandık. | Open Subtitles | لنجمـــع بين هذا الرجل وهــذة المرأة برابطـة الزواج المقدّس والذي هو شرف حزناه في مملكة الرّب |
| Şu an Kutsal mabedimizde oturup Romalılara lanet ediyorsunuz. | Open Subtitles | تجلس في معبدنا المقدّس الآن وتدين الرومان |
| Kutsal su kutsanmıştır. Bu da durumu kanıtlamamızı zorlaştırıyor. | Open Subtitles | الماء المقدّس مبارك وهذا لا يدعم نظرية الاستحواذ |
| Bugün burada, iki genç kişinin evliliğin Kutsal ve neşeli... ..bağı ile bir araya gelişi için toplandık. | Open Subtitles | نشهد اليوم ارتباط شابين فى الرابطة السعيدة من الزواج المقدّس |
| 'Önce Kutsal pimi çekin... ve üçe kadar sayın... .. ne eksik, ne fazla. | Open Subtitles | أولاً تأْخذ الدبّوس المقدّس ثمّ تعد إلى ثلاثة لا أكثر ، لا أقل |
| Kutsal eti okşamak bir hayal.. | Open Subtitles | أن أعانق هذا الجسد المقدّس لهو شيء طالما حلمتُ به. |
| Bugün bu kadın ve erkeği Kutsal evlilik müessesesinde... ..buluşturmak için toplanmış bulunmaktayız. | Open Subtitles | نحن مُجتمعون اليوم فى حضور هذه الصُحبة لنجمع هذا الرجل وهذه المرأة معا برباط الزواج المقدّس |
| Kutsal dağın bağırdığı günde, Gudjara'nın derinliklerinden altın bir kız çocuğu gelecek. | Open Subtitles | يوم ما عندما يبكي الجبل المقدّس 000 سيجيء من أعماق الجبل إله ذهبي .. طفلة |
| Ayin kadehleriyle Kutsal ekmekleri almışlar. | Open Subtitles | أخذوا الكأس المقدّس الداعر. و كان المضيف لا يزال هناك. |
| Bu ülkeye Cengiz Han'ın Kutsal mezarıyla gelerek... onun gücünü içime çektim. | Open Subtitles | سافرتُ إلى هذه البلادِ في قبو جنكيزخان المقدّس لإِمْتِصاص قوَّتِه |
| Kutsal sevgi ve iyiliğin ruhunu taşır... ve seni tüm kötülüklerden korur. | Open Subtitles | حبّه المقدّس وروحه الطيبةِ. سَيَحْميك مِنْ الخطرِ المُتَرصِّدِ بك. |
| Şeytan'ın bile, ihtiyaçları için, Kutsal bir kitaptan alıntı yapması gerekir. | Open Subtitles | حتى الشيطان يمكن أن يقتبس الكتاب المقدّس لملائمة حاجاته. |
| Dini bir ayinle kutsandı, Kutsal suya daldırıldı. | Open Subtitles | لقد تمّ تطهيرها بالخبز المقدّس, وغيص بها بالروح. |
| Sacred Heart'ın yardımına ihtiyacı var evlat. | Open Subtitles | القلب المقدّس يَدْعو إلى مساعدتِكَ. |
| Elbette! Yarın Sacred Heart'a gel, klinik saatlerimde bakarım. | Open Subtitles | موافق، تعالي لمستشفى "القلب المقدّس" غداً |
| Doğru olan, senin bizim Yüce sistemimizi yıkmak için Amerikalılar ve Siyonistlerle çalışan bir casus olduğun. | Open Subtitles | الحقيقة هي أنّك جاسوس تعمل مع الأمريكان والصهاينة لإفساد نظامنا المقدّس |
| Bugün, Tanrı'nın evinde, bu iki gencin dünya evine girmesine itirazı olan varsa şimdi konuşsun yoksa sonsuza kadar sussun. | Open Subtitles | إن كان هناك أحد اليوم لديه سبب يمنع هذين الاثنين من الارتباط بهذا الزواج المقدّس فليتحدث الآن أو فليصمت للأبد |