| Şöyle ki ben oldum olası iğrenç şeyler dikkatini çekmiş bir bilim gazetecisi ve multimedya yapımcısıyım. | TED | حسنًا، أنا صحفية في مجال العلوم ومنتجة وسائط متعددة، التي دائمًا ما كانت مفتونة بالأشياء المقززة. |
| Bence iğrenç şeylerden söz etmemizin önemli olmasının birkaç sebebi var. | TED | أعتقد أنه من المهم لنا أن نتحدث حول الأشياء المقززة لعدة أسباب. |
| Öncelikle, iğrenç şeylerden söz etmek mükemmel bir eğitim aracıdır ve merakımızı canlı tutmanın muhteşem bir yoludur. | TED | لذلك، أولًا وقبل كل شيء، إن التحدث عن الأشياء المقززة أداة رائعة للتعليم، وهو طريقة ممتازة للحفاظ على الفضول. |
| Çocukken iğrenç şeylere kafayı takmış olmam pek de devrim sayılmaz. | TED | الآن، حقيقة أني كنت مهووسة بالأشياء المقززة عندما كنت طفلة ليس شيئًا جديدًا. |
| Bu yüzden, büyük umutlarla Simon'ın küçücük boktan sarı arabasıyla yola koyulduk. | Open Subtitles | لذا, وبمعنويات عظيمة, شققنا عباب الطريق السريع في سيارة سايمون الصفراء المقززة الصغيرة |
| Bence bir noktada çocuklar iğrenç şeyler ile ölümsüzlük arasındaki bir tür bağıntıyı gerçekten içselleştirmeye başlarlar. | TED | أعتقد أنه وعند مرحلة معينة، يبدأ الأطفال حقًا في استيعاب الارتباط بين الأشياء المقززة وسوء الأخلاق. |
| Fakat bence iğrenç şeylerden bahsetmenin önemli olmasının bir başka nedeni var. | TED | لكن هناك هذا السبب الآخر الذي يجعلني أعتقد أن التحدث عن الأشياء المقززة هام. |
| Hekiminizle sağlığınız ya da iğrenç şeylere dair konuşmanın çok ama çok önemli olmasının bir sebebi daha var. | TED | هناك سبب آخر وراء كون التحدث مع طبيبك حول صحتك والأمور المقززة أمرًا مهمًّا حقًا. |
| İğrenç şeylerle ilgili tutkunuzu sahiplenin, bundan utanmayın çünkü ortaya ne çıkacağını bilemezsiniz. | TED | وافتخر بافتتانك بالأشياء المقززة ولا تخجل من ذلك، لأنك لا تعرف أبدًا ما الذي ستعثر عليه. |
| Tanrı aşıkına, bu iğrenç şeyi yemiyeceksin değil mi? | Open Subtitles | يالله. هل ستأكل كل هذه الاشياء المقززة بكاملها ؟ |
| Yerde sürünen, iğrenç pis bir küçük solucan! | Open Subtitles | حشرة، أو نوع من تلك الديدان الطفيلية الزاحفة المقززة. |
| ve bu kitaplar, seri katillerin sadistçe... yaptıklarını anlatan bu iğrenç kitapları... nerede buldunuz Dedektif? | Open Subtitles | وهذه الكتب , هذه الكتب المقززة التي توصف انها سادية ولاعمال السفاحين اين وجدت هذه الكتب ايها المحقق؟ |
| Bana sahip de. Seni iğrenç solucan. | Open Subtitles | , فلتدعونى بسيدتى . أيتها الدودة الصغيرة المقززة |
| Bak şu haline! Her tafafın iğrenç yağla dolu! | Open Subtitles | هذه المؤخرة السمينة أنظر الي هذه الدهون المقززة |
| Bana şu iğrenç pornolar için teşekkür etmeye yazmıştır. | Open Subtitles | لابد أن يشكرنى على المجلات الأباحية المقززة |
| Bu şehirdeki bütün iğrenç sıçanlar sele kapılıp gittiklerinde son gülen ben olacağım. | Open Subtitles | حسنا,سأكون من يضحك اخيرا حينما يتم طرد هذه الفئران المقززة بعيدا |
| Bu, benim gözüme pornodan bile iğrenç gözüküyor. | Open Subtitles | هذا أكثر إهانة لي من أفلام الجنس الإباجية المقززة |
| Ölmenin iğrenç yan etkilerinden biri. | Open Subtitles | إنه واحد من التأثيرات الجانبية المقززة للموت |
| Bu boktan hurda yığınının içinde görünmek istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن يرانا أحد في هذه الكومة المقززة |
| Hepimizin istediği tek şey, Simon'ın boktan arabasına binip eve gitmekti. | Open Subtitles | و كل ما نريده الآن هو أن نرجع إلى سيارة سايمون المقززة ثم نعود لبيوتنا |
| Altı hafta süren berbat durumlarının ardından mide bulandıran yüz yaraları mucizevi lav tedavisiyle iyileşti. | Open Subtitles | بعد 6 أسابيع في جناح الحروق لتلتئم جراح وجهيهما المقززة في اعجوبة بعد التعرض للحمام البركاني |
| Hayır kıç deliğindeydim Tam o kıvrımlı kokulu merkezde. | Open Subtitles | لا لقد كان فى شفرات تجاعيد الوجه المقززة |