| kabin ısısı 60 derece, kabin ısı değişimi 48 derece. | Open Subtitles | درجة حرارة المقصورة 60 درجة، تبادل الحرارة بالمقصورة 48 درجة. |
| Arayan yerel polisti. Kulübe konusunu anlattı. | Open Subtitles | كانت هذه الشرطة المحلية تعاود الإتصال بخصوص المقصورة |
| Hep ormandaki kulübeye giderlerdi. | Open Subtitles | وكانوا ترتفع في تلك المقصورة كل يوم في الغابات |
| Bu kompartıman kapalı tutulmalıydı. | Open Subtitles | آسف يا سيدتى ينبغى لهذه المقصورة أن تغلق |
| Güneşin doğuşunu izlemek için... kabine gelmenizi isterim. | Open Subtitles | سيكون رائعا أن تنضمي إلينا في المقصورة لتري شروق الشمس فوق الأمازون |
| Gizli bölüm burada biryerde olmalı. | Open Subtitles | المقصورة السرية يجب أن تكون مخفيه في مكان ما هنا. |
| Sancak tarafındaki acil çıkış kapılarından girip ana kabini ele geçireceksiniz. | Open Subtitles | أضرب مخارج الطوارىء على الجناح الأيمن هنا، وقم بأخلاء المقصورة الرئيسية |
| Öyleyse kabinde sadece yolcular ve seyrü sefer kutusu vardı. | Open Subtitles | إذاً الشيء الوحيد في المقصورة هو الركاب وحقيبة الملاحة ؟ |
| kulübede kalanlara telefon açtım. Hiçbiri kulubede izlemek için video kaset kiralamamış. | Open Subtitles | لا أحد من الذين هاتفتهم جلب الشريط إلى المقصورة |
| Evet, baylar ve bayanlar. Gerçekte ne olmuştu o kompartımanda? | Open Subtitles | اذن ,ماذا حدث حقيقية فى هذه المقصورة ايها السادة ؟ |
| - kabin fazla sıkıcıydı, ben de temiz hava almaya çıktım. | Open Subtitles | من المُمل جدًا البقاء في المقصورة. خرجت لإستنشاق الهواء. أي أخبار؟ |
| Alışılagelmiş bir kabin ile aslında elde ettiğimiz şu: ortadaki yolcunun hapşurduğunu göreceksiniz, ve "Hapşu!" -- direk insanların yüzüne gidiyor. | TED | ما حصلنا عليه من المقصورة التقليدية هو : ستلاحظ الشخص في الوسط يعطس، يصل الرذاذ لوجوه الناس. |
| Ve yan görünümden baktığımızda, patojenlerin kabin uzunluğu boyunca yayıldığını da fark edeceksiniz. | TED | وعندما نلقي نظرة من الجانب، سنلاحظ أن مسببات الأمراض تنتشر عبر المقصورة |
| Herkesin Göl Yolu üzerindeki Kulübe olarak bildiğini söyle. | Open Subtitles | وأقول لها الجميع يعرف أنها ليست المقصورة على طريق بحيرة. |
| Ama bir bakıma o Kulübe bizi mutlu ediyordu. | Open Subtitles | ولكن بطريقةٍ ما, تلك المقصورة جعلتنا سعداء |
| Ama bir bakıma o Kulübe bizi mutlu ediyordu. | Open Subtitles | ولكن بطريقةٍ ما, تلك المقصورة جعلتنا سعداء |
| Sadece çocukları bulalım ve kulübeye gidelim. | Open Subtitles | لا عليكِ هيا لنذهب إلى الأولاد ونذهب إلى المقصورة |
| Henry ile beni, gecenin bir vakti uyandırıp birdenbire tatil diye ormandaki kulübeye götürdüğünüzde de bir şeyler yapıyordunuz, değil mi? | Open Subtitles | عندما ايقظتموني انا وهنري في منتصف الليل من اجل اجازة عرضية واخذتمونا الى تلك المقصورة بالغابة |
| Sekizinci kompartıman Sovyetler Birliği'ne hizmet ediyor Yoldaş Kaptan! | Open Subtitles | المقصورة ثمانية فى خدمة الاتّحاد السّوفيتيّ, كابتن الرّفيق |
| kabine çamaşır suyu dökmüşler. DNA'yı yok etmek için. | Open Subtitles | مبيّض في المقصورة لقد دمّروا أدلّة الحمض النووي |
| Sekiz numaralı bölüm Sovyetler Birliği'ne hizmet ediyor, Yoldaş Yüzbaşı. | Open Subtitles | المقصورة ثمانية فى خدمة الاتّحاد السّوفيتيّ, كابتن الرّفيق |
| kabini nereye istiyorsan oraya koydur ve kontratı imzalat. | Open Subtitles | فقط ضع المقصورة حيث يريدها واجعله يوقّع العقود |
| Orada kabinde bunun hepsini yazan birisi olduğunu düşünemiyorlar. | TED | هل تعلم؟ انهم لا يتخيلون الشخص في المقصورة ، وكتابة كل شيء. |
| Neden kulübede kalıp, kızla kart oynamıyorsun? | Open Subtitles | لماذا بقيت فى المقصورة تلعب الورق مع الفتاة ؟ |
| Dördüncü kompartımanda su baskını simülasyonu yapın. Karanlıkta çalışmalarını sağla. | Open Subtitles | حاكي الفيضان, المقصورة أربعة اجعلهم يعملوا في الظّلام |
| Su seviyesi tekrar azaldı. Senin nöbetinde o bölüme kimsenin girmediğinden emin misin? | Open Subtitles | مخزون المياه انخفض مرة أخري هل انت متاكد بانه لم يقترب احد من هذه المقصورة ؟ |
| Çıkışlar kabinin doğu ve güney ucunda bulunmaktadır. | Open Subtitles | ستجد مخرجاَ موجوداَ في الشرق و الجنوب نهاية المقصورة |
| Herhangi bir güç alanı ya da algılayıcının bölmeyi koruduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد هناك أيّ حقول قوةِ أَو مجسات تحمي المقصورة. |
| Sanırım nerede olduğunu biliyorum. Birlikte gittiğimiz kulübeyi hatırlıyor musun? | Open Subtitles | . أعتقد أنني أعرف أين هو أتذكر المقصورة التي اعتدنا أن نذهب إليها ؟ |
| Bir şeye ihtiyacın olursa ya da kabinden çıkmak istersen bunu kullan. | Open Subtitles | استخدم هذا إذا كنت بحاجة إلى شيء أو كنت تريد أن تترك المقصورة |