| Aslında Ön koltuk hakkında şaka yapıyordum. | Open Subtitles | في الحقيقة , كنت امزح حول المقعد الأمامي. |
| Ön koltuk gitmiş. Bu artık bir halta yaramaz, değil mi? Biliyor musun, aklıma bir fikir geldi. | Open Subtitles | المقعد الأمامي أختفى أتعلم شيئا لدي فكرة رائعة ما هذا ؟ |
| Marge, Bart bugün ön koltukta gidecek çünkü sporla arası çok iyi. | Open Subtitles | ألعاب رياضية أركبت بارت في المقعد الأمامي لأنه عمل جيداً في الرياضة |
| Onlara ön koltukta taze bir paket çerez bıraktığımı söyle. | Open Subtitles | إخبرهم أني تركت علبة من البسكويت الجديد على المقعد الأمامي |
| Oradaydı, gün gibi açık, orada otomobilinin ön koltuğunda oturuyordu. | Open Subtitles | كان مفاجأة بحجم الحياة يجلس في المقعد الأمامي من سيارتك |
| Çocuklar size de uyarsa öne oturmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أجلس في المقعد الأمامي هل هذا جيد ؟ |
| Ben daha 25 kilo bile değilken arabada ön koltuğa oturturlardı. | Open Subtitles | ويدعونني أركب في المقعد الأمامي قبل أن يكون وزني 60 باوند |
| - Tamam. Ön koltuk. Kaloriferi yak. | Open Subtitles | المقعد الأمامي ، الحرارة إلى كامل ، الفرامل |
| Biri der ki 'Ön koltuk benim." "Ben istedim." "Önce ben dedim." | Open Subtitles | أحدهم يقول: "سآخذ المقعد الأمامي". فيقول الثاني: "أنا أردته"، فيرد :"أنا من طلبه". |
| Biri der ki'Ön koltuk benim." "Ben istedim." "Önce ben dedim." | Open Subtitles | أحدهم يقول: "سآخذ المقعد الأمامي". فيقول الثاني: "أنا أردته"، فيرد :"أنا من طلبه". |
| ön koltukta gitmek senin için daha iyi olur sanırım. | Open Subtitles | أعتقد أنه من الأفضل لك الجلوس في المقعد الأمامي |
| Benim vücut istemiyorum... ön koltukta yığılmış. | Open Subtitles | .. أنت لا تريدين جسدي . مرمي في المقعد الأمامي |
| Kan lekeleri vardı, ön koltukta, yolcu kısmında. | Open Subtitles | كان هناك بقع دماء, المقعد الأمامي, من جهة الركاب |
| Hayatım boyunca seni gözümde uzun bir arabanın ön koltuğunda oturup, | Open Subtitles | طوال حياتى وأنا أتصورك تجلس في المقعد الأمامي للعديد من السيارات |
| Her kimse benim büyük bir hayranım olmalı. ön koltuğunda benim bir sürü resmim var. | Open Subtitles | لابد أنه مُعجب كبير لي فلديه العديد من صوري على المقعد الأمامي |
| Hayır, ben öne oturmayacağım. | Open Subtitles | كلاّ، ليس أنا. لن أجلس في المقعد الأمامي. |
| Ara sıra, yapılması gereken en doğru şey ön koltuğa atlamaktır. | Open Subtitles | أحيانًا، أفضل مسار للأمور هو أن تركب في المقعد الأمامي للسيارة |
| Polis, arabanın ön koltuğu altında 38 kalibre silah bulmuş. | Open Subtitles | عثرت الشرطه على مسدس عيار 38 تحت المقعد الأمامي لسيارتك |
| Ön sıra, sağ bacağın altı. | Open Subtitles | المقعد الأمامي, الرجل اليُمنى |
| Ön koltuktan onu cevaplamadığın sürece değil. | Open Subtitles | لا,الا اذا كنت تجيبه من المقعد الأمامي "نحن على حد سواء تحت المراقبة" |
| Şoför bey afedersiniz. Ön koltuktaki yolcuyla yer değişebilir miyim? | Open Subtitles | لو سمحت ايها السائق , هلا سمحت لي بأن ابادل الرجل في المقعد الأمامي |
| Polis arabanın ön koltuğunun altında 38 kalibre silah bulmuş. | Open Subtitles | عثرت الشرطة على مسدس عيار عيار 38 تحت المقعد الأمامي لسيارتك |
| Maalesef Önde oturma şansımı kaybetmiştim. | Open Subtitles | للأسف خسرت ميزة الجلوس في المقعد الأمامي |