| Dün gece başka taklitçiler de vardı, Alfred. Üstelik silahlıydılar. | Open Subtitles | المزيد من المقلدين ليلة البارحة يحملون أسلحة |
| Bu olay ilk defa gazetede görüldüğünden beri cinayetler artmaya başladı, bir dizi taklitçiler var. | Open Subtitles | أترى، منذو بدء تلك الصحف اللعينه كتابة التقارير عن هذه الجرائم أصبح لدينا سلسلة من المقلدين |
| Demek böyle açıklıyorsun. Ben de taklitçiler kaçınılmaz diyordum. | Open Subtitles | أجل ، إذا وضعتها هكذا، أظن أن المقلدين لا مفر منهم. |
| Bazı taklitçilerin de oldu tabii. Ama senin gibi değiller. | Open Subtitles | ،لديكِ بعض المقلدين أيضاً لكنهم ليسوا مثلك |
| Genelde taklitçilerin kişilik sorunları ve düşük güvenleri olur, bu yüzden başkalarına özenirler. | Open Subtitles | عادة، المقلدين لديهم مشاكل بخصوص الهويه الذاتيه و الثقه, لهذا السبب يقومون بتقليد الآخرين |
| Ben taklitçilerden biriyim. | Open Subtitles | أنا أحد المقلدين |
| Bu topluluk taklitçilerden haz etmez. | Open Subtitles | المجتمع لا يحب المقلدين |
| Arkasında taklitçiler bırakmış olsa da ancak bir tanesi LeMarc'la aynı kefeye konulabilir: | Open Subtitles | ومع ذلك ترك وراءه عدد كبير من المقلدين واحد فقط يجب ان يذكر مع "لى مارك" |