| Ben sadece şehir merkezindeki bir avukatlık bürosunda günlük ofis işlerine yardımcı oluyorum. | Open Subtitles | انا فقط اساعد في الاعمال المكتبية اليومية في شركة محاماه في مركز المدينة |
| Hastaneler, ofis binalarından iki buçuk kat daha fazla enerji kullanır. | TED | تستخدم المستشفيات ضعفين ونصف مقدار الطاقة في المباني المكتبية. |
| Affedersin. Ben yönetmenim, sen ise bir ofis eşyası. | Open Subtitles | أعذرني , أنا السلطة الإدارية وأنت المعدات المكتبية |
| Çünkü masa işinden nefret ederim, koşuşturma içinse fazla yaşlıyım. | Open Subtitles | حسناً، أكره الأعمال المكتبية ولا يسمح لي عمري بالتجول. |
| Yani, boşanman sonuçlanana kadar seni masa başına vereceğim. | Open Subtitles | حتى تنتهي من موضوع الطلاق، سأضع بالاعمال المكتبية |
| Fazladan evrak işleriyle uğraşmanın ihtiyacın olan son şey olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أن آخر ما ترغبين به هو المزيد من الأعمال المكتبية |
| CIA seni evrak bölümünde mi çalıştırıyor? | Open Subtitles | هل المخابرات المركزية توكل لك العديد من الأعمال المكتبية ؟ |
| Bu,kütüphane de sarhoş halde kitap okumamdan dolayı kütüphane kartımı almalarından da kötü. | Open Subtitles | هذا أسوأ من تلك المرة عندما أخذوا بطاقتي المكتبية للقراء في حالة سكر |
| Tamam. Müfredat dışı şeylerin ne yararı olurdu, ofis gereçleri için kullanmasaydık. | Open Subtitles | صحيح، ما فائدة المواد الزائدة إذا كنت لا تستطيع الحصول على الموارد المكتبية |
| Bu çok iyi niyetli bir teklif Nicole.. Amam ben ofis ilişkileri ile ilgili çok hassasım. | Open Subtitles | هذا عرض كريم نيكول و لكني حساس حيال العلاقات المكتبية |
| Hayır geçemem çünkü ofis ekipmanları konusunda konuşmak zorundayım. Bu iş etiklerinin bir parçası. | Open Subtitles | لا، يجب أن أذكر أقلام الرصاص و التجهيزات المكتبية فهي جزء من يوم الأخلاقيات |
| Diğer çalışanlar boş ofis bulma işini kendileri halledecekti. | Open Subtitles | موظفين أخرون تركوا ليجدو مساحتهم المكتبية بأنفسهم |
| ofis saatim 1'den önce başlamıyor. | Open Subtitles | فساعاتي المكتبية لن تبدأ حتى الساعة الواحدة |
| Okuldan ofis malzemeleri çalan bekçiyi ihbar etmek istediğin zamanları anımsıyor musun? | Open Subtitles | هل تتذكر عندما كنت بالمدرسة الابتدائية وأردت تسليم ذلك الحارس الذي قام بسرقة اللوازم المكتبية من قاعة التدريس ؟ |
| Anlayacağın dilde konuşursak, masa başı işe verildin. Psikiyatr ile iş birliği yapmayı isteyebilirsin. | Open Subtitles | وهذا يعني أنك ستقوم بالأعمال المكتبية كما أنّ عليك التعاون مع الطبيب النفسي |
| Sanırım masa başı işinin beklemesi gerekecek. | Open Subtitles | اتوقع ان الوظيفة المكتبية عليها الانتظار |
| masa başında çalışmak için yaratılmamışım efendim. | Open Subtitles | لم اكن مناسب للأعمال المكتبية على اية حال سيدي |
| Kamburu varmış, muhtemelen evrak işleri ile ilgili çalıştığından. | Open Subtitles | كان له انحناءة ربما بسبب الأعمال المكتبية |
| evrak işleri bir haftayı alır. | Open Subtitles | أظن الأعمال المكتبية ستأخذ حوالي الاسبوع |
| Pislikleri yakalamaya çalıştım. evrak işini avukatlara bıraktım. | Open Subtitles | أقبض على المجرم بأي طريقة وأترك المحامين يتولون الأعمال المكتبية |
| Bugün La Crosse'de kullanıcıların 10.000'i ceza bedeli ve harçlar nedeniyle kütüphane materyallerini kullanamıyor. | TED | اليوم في مكتبة لاكروس، لا يستطيع 10,000 من المستخدمين لدينا التحقق من المواد المكتبية بسبب الغرامات والرسوم. |
| Biliyor musun annem oturma odasını ikiye böldü ki böylece geçen hafta taşınan gezici kütüphaneci Bayan Bond'a yer açtı. | Open Subtitles | هل علمت أن أمي فصلت غرفة المعيشة إلى نصفين ؟ لكي تصنع غرفة للآنسة بوند المكتبية المتنقلة التى أنتقلت في الأسبوع الأخير |
| Altıncı işim Birleşik Devletler Ordusu'nun kırtasiye temin departmanındaydı. | Open Subtitles | وظيفتي السادسة كانت لدى الجيش الأمريكي في قسم المستلزمات المكتبية |