Eğer Kopyacı içerden biriyse Strauss'un onu tanıma ihtimali var mı? | Open Subtitles | ان كان المكرر من الوكالة هل هناك احتمال ان ستراوس تعرفه؟ |
Kopyacı dışarıda bir yerlerde ve tüm bu olanlar daha büyük bir yönlendirmenin parçası. | Open Subtitles | إن كان المكرر ما زال طليقا فسيكون كل ما جرى جزء من تلاعبه الكبير |
Kopyacı, Bidwell'i kullanıyorsa o zaman onu bir şekilde o kadınların kanını boşaltmaya ikna etmiş olmalı. | Open Subtitles | تعرف ان كان المكرر إستخدم بيدويل فسيكون حينها إضطر ليقنعه بقتل النساء إستنزافا |
İşi bağlamak için gerçekten de işlenmiş şekeri beslenme biçimimden çıkardım. | Open Subtitles | بالواقع, توقفت عن تناول السكر المكرر من نظامي الغذائي لأتمام الصفقة |
Dolayısıyla sistem, evrimsel anlamda bu ani, yüksek seviyede işlenmiş şeker bolluğu ile başa çıkmak üzere oluşturulmamış durumda. | Open Subtitles | فالاجهزة الجسدية الآن لو تم تعريفها على مرحلة تطوره غير مهأية للتعامل مع هذا القدر مع هذه الوفرة المفاجأة للسكر المكرر |
Mal sahibine söz dinletemedi, çünkü adam geri dönüşümlü beton kullanıldığından bihaberdi. | Open Subtitles | ولم يصل لأي نتيجة مع البناء الذي لم يعلم بمسألة الخرسان المكرر |
Evet, Kopyacı ile ilgili olanlar burada ekiple ilgili olanlar burada. | Open Subtitles | نعم,أغراض المكرر كلها هنا و اغراض الفريق هنا و هنا |
Kopyacı bu ekipte ben hariç herkesle uğraştı. | Open Subtitles | المكرر سخر من كل شخص بالفريق بشكل مباشر بإستثنائي |
Onun Kopyacı olduğunu kanıtlamak için yeterince delil bulduk. | Open Subtitles | لقد وجدنا أكثر من دليل لنثبت انه المكرر |
Ve bu raporu okuyanlardan birinin Kopyacı olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | الذين يقرؤون التقارير هو المكرر |
Kopyacı buna güvenmiş olmalı. | Open Subtitles | لا بد ان المكرر إعتمد على ذلك |
Kopyacı onu yakalamış. Çatıyı kontrol edeyim. | Open Subtitles | المكرر أمسك بها سأتفقد السقف |
Kopyacı içerden biri. | Open Subtitles | لا بد ان المكرر من الداخل |
Bu deney, işlenmiş şekerin ve aşırı früktozun milyonlarca insanın sağlığı ve refahında yarattığı ciddi hasarı bana kanıtladı. | Open Subtitles | هذه التجربة اثبتت لي بأن السكر المكرر وكثرة الفركتوز, تسببت بأضرار شديده على الصحه وصحة الملايين من الناس |
Sanayi Devrimi'nden sonra çürükler bir hayli arttı çünkü işlenmiş şeker daha ulaşılabilir ve ucuz hâle geldi. | TED | بعد الثورة الصناعية، ارتفعت معدلات الإصابة بالتسوس لأنه فجأة أصبح لدينا التقدم التكنولوجي الذي جعل السكر المكرر أرخص وفي متناول اليد. |
Neyse, işlenmiş şekerler insan sağlığına zararlı zaten. | Open Subtitles | السكر المكرر مضرّ لك على أي حال |
- Bina geri dönüşümlü betondan yapılmış. | Open Subtitles | إنه مبني من الخرسان المكرر ماذا ؟ |
Alg salatası ve geri dönüşümlü idrar. | Open Subtitles | سلطة الطحالب البول المكرر |