| - Yani, İşaretliler'den biri miyim? | Open Subtitles | أنت تقصدين ، إذا كنت واحد من : الملحوظين ؟ |
| İşaretliler'in var olduğuna dair elle tutulur kanıtımız yok. | Open Subtitles | ليس لدينا دليل دامغ على وجود : الملحوظين |
| Bu yüzden, İşaretliler'den olsun ya da olmasın, Drew Imroth'la görüşmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | أيا ما كان ، من : الملحوظين أم لا نحن نحتاج أن نتحدث مع ، درو إيمروث |
| Hâlâ onun İşaretliler'den biri olduğuna kafayı takmış olmamdan endişeleniyormuş. | Open Subtitles | إنه قلق من أننى مازلت مصمم على إثبات أنه من : الملحوظين |
| Evet, tam da Parrish İşaretlilerden biriyse söyleyeceği gibi. | Open Subtitles | نعم ، بالضبط ما على باريش قوله إذا كانت من : الملحوظين |
| Sonra ona İşaretliler'in bütün üyelerinin isimlerini sordum, bu da umduğun çıngara neden oldu. | Open Subtitles | ثم طلبت منه إسم كل عضو من : الملحوظين مما أدى إلى بعض الألعاب النارية التى تريدينها |
| Peki ya İşaretliler? | Open Subtitles | كورتيس ، ماذا عن هذه المؤامرة ؟ ماذا عن : الملحوظين ؟ |
| Bence Milli İstihbarat başkanı büyük ihtimalle İşaretliler'den. | Open Subtitles | هناك فرصة جيدة جدا أن تكون مديرة الاستخبارات الوطنية من : الملحوظين |
| İşaretliler'den olunca, bütün takipçilerini etrafına toplayıp, teker teker hepsinin yeteneklerini alacaksın, ve dünyayı Promisin'den kurtarana kadar durmayacaksın. | Open Subtitles | عندما تصبح من : الملحوظين سوف تجمع أتباعك حولك و من ثم ، واحد بعد واحد سوف تأخذ منهم قدراتهم |
| Çünkü İşaretliler konusunu açtı, ve sen... sürdürmedin bile. | Open Subtitles | فى إنشاء : الملحوظين ...وأنت لم تكن حتى حسنا ، تلاحقه |
| Yani, İşaretliler'den biri miyim? | Open Subtitles | أنت تعنين ، إذا ما كنت من : الملحوظين ؟ |
| Er ya da geç, onun İşaretliler'den olduğunu bildiğimizi anlayacak. | Open Subtitles | سوف يتأكد أننا نعرف أنه من : الملحوظين |
| İşaretliler hakkında bizden fazla bilgisi olan biri var. | Open Subtitles | ... هناك شخص ما يعرف أكثر مما نعرفه عن : الملحوظين |
| Yani İşaretliler'in gerçek olduğunu kabul ediyorsun. | Open Subtitles | إذا أنت تعترف أن : الملحوظين حقيقة |
| Ben onlara "İşaretliler" diyorum. | Open Subtitles | أَدْعوهم بـ : الملحوظين |
| Ben onlara "İşaretliler" diyorum. | Open Subtitles | أنا أدعوهم بـ : الملحوظين |
| İşaretliler gerçek değil. | Open Subtitles | الملحوظين ليسوا حقيقة |
| Aynı zamanda, Parrish İşaretlilerden biri değilse söyleyeceği gibi. | Open Subtitles | إذا ثانية ، بالضبط ما يجب على باريش قوله إذا لم تكن من : الملحوظين |
| Bence Milli İstihbarat başkanı büyük bir ihtimalle İşaretlilerden. | Open Subtitles | مديرة الاستخبارات الوطنية من الملحوظين |
| İşaretlilerden biri oluyorum. | Open Subtitles | أن أصبح واحد من : الملحوظين |