| Bu yüzden Çin, temiz enerjiye yüz milyarlarca dolar yatırım yapıyor. | TED | لذلك فإن الصين تستثمر مئات المليارات من الدولارات في الطاقة النظيفة. |
| Bu beyninizdeki yüz milyonlarca, belki milyarlarca sinaptik bağlantının değişimini temsil eder. | TED | وهو يمثل التغييرات لمئات الملايين ، وربما المليارات للاتصالات العصبيّة في الدّماغ. |
| Doktor haklı... milyarlarca canlı ölecek anneler, oğullar, babalar... kızlar. | Open Subtitles | الدكتور على حق سوف يموت المليارات.. أمهات وأبناء، آباء وبنات.. |
| Sen olmasan kim toprakların üstüne atlayıp milyarlar kazanırdı ki? | Open Subtitles | بدونك , من سيستغل الناس ويغتصب الأرض ويجني المليارات ؟ |
| Hiçbir suçu olmayan insanları cezaevlerinde fiilî olarak alıkoymak için milyarlar harcıyoruz. | TED | نُنفق المليارات لإيقاف ناس في ما يشبه السجون ولم يرتكبوا جريمة. |
| milyarları kurtarmak için. Sen bu hesabı kaç kere yaptın? | Open Subtitles | لإنقاذ المليارات منهم، كم مرة قمتم بمثل هذه الحسابات ؟ |
| Bu tabiat içerisinde on milyarlarca dolar değerinde bir kaynak gizlidir. | Open Subtitles | متخفية في هذا المشهد هو مصدر يساوي عشرات المليارات من الدولار |
| milyarlarca çocuğumu katlettin ben de senin ırkından milyarlarca kişiyi. | Open Subtitles | لقد ذبحت المليارات من أولادي، كما سبق وذبحت مليارات عرقك. |
| Onlara yardım ettiğini biliyordum Çal ve gizle milyarlarca Onlar yönettikleri ülkelerden. | Open Subtitles | كنت أعرف أنه ساعدهم على سرقة وإخفاء المليارات من البلدان التي حكموا. |
| Samanyolu Galaksisi ve parlak tozlu kollarındaki yüz milyarlarca yıldıza karşı o kara deliğin gölgesinin düştüğünü görürdük. | TED | سنرى خيالا لهذا الثقب الأسود فوق مئات المليارات من النجوم الموجودة بدرب التبانة و على زقاق غبارها المضيء. |
| Araştırmacılar bunu anlamak için vergilerinizden milyarlarca dolar harcıyorlar. | TED | يُنفق الباحثون المليارات من دولارات ضرائبكم محاولين معرفة ذلك. |
| Tek bir görüntüden, milyarlarca veri paketi elde etmek için ekibimle akıllı bir yöntem keşfettik. | TED | ومن خلال هذه الصورة، استطعت أنا وفريقي أن نجد أسلوبًا ذكيًّا لاستخراج المليارات من حزم المعلومات. |
| milyarlarca bilgi paketini hatırladınız mı? | TED | المليارات من حزم المعلومات الذي ذكرناها قبل قليل؟ |
| Ve burası milyarlarca fakirimizin yaşadığı yer. | TED | وهذه هي الحياة التي يعيشها المليارات من فقرائنا. |
| Ama yeterli değil çünkü dünyamızın en büyük sorunları trilyonlar istiyor, milyarlar değil. | TED | لكن هذا ليس كافيًا لأن المشاكل الكبرى في عالمنا تحتاج إلى تريليونات من الدولارات وليس المليارات فقط. |
| Başkalarının acı çekmesinden ve ölümlerinden milyarlar kazanıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يجنون المليارات من موت ومعاناة الناس |
| İnsan ticaretinden milyarlar kazanıyorlar. | Open Subtitles | أنتما لا تفهمان، الإتجّار بالبشر يدرّ المليارات |
| Ama bu sabah İtalya'da kaybedilen milyarları düşününce hiçbir şey tabii. | Open Subtitles | لكني أعتقد أن المليارات قد فقدت صباح اليوم في جميع أنحاء إيطاليا |
| - Vay be! Eğer milyarder olsaydım, neden hala annemle yaşıyor olurdum ki? | Open Subtitles | لو كنت أملك المليارات فلمَ كنت أعيش مع أمي؟ |
| Harvard'ı kazandı... emlakçılıkta milyonlar kazandı, ve Pasadenalı bir sosyeteyle evlendi. | Open Subtitles | كسب المليارات من القطاع العقاري ، و تزوج إجتماعية من باسادينا |
| Cevherin kaynağını bulmak için milyarca dolar harcadık ve bu varlık ile hep aynı yerde karşılaştık. | Open Subtitles | تم إنفاق المليارات لتحدد مصدر المادة، وتقابلنا مع الكيان في نفس المكان؟ |
| Tabii ki... Fakat bilirsiniz, burada bir dakika milyarlara malolur. | Open Subtitles | طبعا، لكن تعرفين أن وقوف دقيقة هنا تكلف المليارات |
| Özel sermaye milyarderleri için değildir. | TED | ليست متعلقة فقط بحقوق الملكية لأصحاب المليارات. |
| Evet, özellikle milyarderlerin adaylara ödediklerini azalttığı da düşünülürse. | Open Subtitles | نعم، لا سيما أصحاب المليارات يقدمون دفعات أولى للمرشحين |