| Belli özel günlerde, beni hoşnut edenlerinizin yanına... genç bir kız da verilecek. | Open Subtitles | في بعض المناسبات الخاصة هؤلاء هم من يسعدونني اكثر حتى من سعادتي برفقة سيدة صغيرة |
| özel günlerde bir bardak bağ bozumu olabilir. | Open Subtitles | النبيذ لا تفعل أي شيء لي ربما كأس في المناسبات الخاصة مثل موسم حصاد العنب |
| Her zaman değil ama özel günlerde. | Open Subtitles | ليس في كل الأوقات ولكن في المناسبات الخاصة |
| - Bunlar özel günler için değil mi? - Bu da Özel bir gün. | Open Subtitles | اظنها تستعمل فى المناسبات الخاصة انها مناسبة خاصة |
| Onları özel günler için saklarım. | Open Subtitles | لو كنتُ مكانكِ لحفظتهم من أجل المناسبات الخاصة |
| Tek fıçı ürünü dostum. Sadece özel durumlar için. | Open Subtitles | برميل قذارة واحد يا صديقي ، من أجل المناسبات الخاصة ، صحيح ؟ |
| Ara sıra işte. Çok çok özel durumlarda, bayramlarda falan takıyorum. | Open Subtitles | امم , انت تعلم أحيانا في المناسبات الخاصة |
| Sadece özel günlerde dışarıda yemek yerdik. | Open Subtitles | ولم نأكل خارج البيت أبداً إلا في بعض المناسبات الخاصة |
| Bunu sadece özel günlerde yaparsın. | Open Subtitles | لا تخرجين هذا الشمعدان إلا في المناسبات الخاصة |
| Ama özel günlerde takmasına izin verdim. | Open Subtitles | لكني جعلتها تستخدمها في المناسبات الخاصة |
| Bunun azalmasını istemiyorum, o yüzden sadece özel günlerde ya da aklımı kurcalayan çok şey varken kullanıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أحب أن اتباهى. وحتى حتى في المناسبات الخاصة. احاول ان اكون واضحة. |
| Ancak böyle özel günlerde saçlarını örmeme izin veriyordu. | Open Subtitles | وكانت فقط فى المناسبات الخاصة كتلك تسمح لي بان أمشط شعرها. |
| özel günlerde yalnızca kara eti var. | Open Subtitles | نحن فقط نحضر اللحوم البرية في المناسبات الخاصة |
| J N'özel günler için fotoğraf çekmeye seviyorum. | Open Subtitles | أحب إلتقاط الصورة في مثل هاته المناسبات الخاصة |
| özel günler bizim ilgi alanımızda değil. | Open Subtitles | المناسبات الخاصة ليست موطن لدينا. |
| Tatiller ve özel günler. | Open Subtitles | الإجازات و المناسبات الخاصة |
| özel günler. | Open Subtitles | في المناسبات الخاصة |
| Bir daha kavga etmeyeceğine söz verirsen, ben de özel durumlar hariç, sana bağırmayacağıma söz veririm. | Open Subtitles | لو وعدتك بعدم العراك ثانية أعدك بعدم الصراخ فيك... إلا عند المناسبات الخاصة |
| Burayı özel durumlar için saklıyorum. | Open Subtitles | أتواجد هنا في المناسبات الخاصة. |
| özel durumlarda birbirimizi görürüz. | Open Subtitles | متى سنرى بعضنا ؟ ستكون في المناسبات الخاصة |
| Peşinde yarım düzüne uluslararası birim varken sadece bunun gibi özel durumlarda ortaya çıkarsın. | Open Subtitles | عندما يكون لديك عدة وكالات دولية تطالب برأسك تظهر فقط في المناسبات الخاصة |