| Beyin, hokkabazlıklar yaparak, binlerce elektrik sinyalini varış noktalarına tam zamanında ulaştırmak zorundadır. | TED | على الدماغ أن يتلاعب ببحرٍ من آلاف الإشارات الكهربائية لإيصال كل منها إلى وجهته في الوقت المناسب تماماً. |
| - Doktor tam zamanında yetiştiğimizi söyledi. | Open Subtitles | قال الطبيب أننا وصلنا في الوقت المناسب تماماً. |
| Anlaşılan tam zamanında gelmişsin. | Open Subtitles | على ما يبدو، وصلتِ في الوقت المناسب تماماً. |
| Şirket bana eğlence gezisi için para ödemek istiyorsa doğru şoförü buldular. | Open Subtitles | لقد أرادت الإدارة دفعى لجولة مرحة لقد وقعوا على السائق المناسب تماماً |
| Sahne sırası bizdeydi. Uçak gemileri onlarla karşılaşmak için doğru yerdeydi. | Open Subtitles | لقد كنا ننتظرهم على ظهور حاملات الطائرات التى تمركزت فى المكان المناسب تماماً للقائهم |
| Yanlış ismi ağzından kaçırmayı alışkanlık edinmek için doğru bir zaman değil. | Open Subtitles | إنّه ليس بالوقت المناسب تماماً للتعوّد على التفوه بأسماء خاطئة |
| Atinalı askerler tam zamanında oradaydı ve Persler kuyruklarını bacaklarının arasına kıstırıp evlerine yelken açtılar. | Open Subtitles | وصل الجنود الأثينيين هناك في الوقت المناسب تماماً فهرب الأسطول الفارسي و أبحر إلى الوطن |
| Çocuklar tam vaktinde geldiniz. Doğum günün kutlu olsun. | Open Subtitles | يا رفاق لقد وصلتم في الوقت المناسب تماماً |
| Sana tam zamanında kavuştum gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أنني حصلت عليك في الوقت المناسب تماماً |
| tam zamanında dalgalandıracaksın ki teslim olsunlar. | Open Subtitles | من الأفضل أن تظهر رايتك في الوقت المناسب تماماً كي تجعلهم يستسلمون. |
| Bir patlama oldu ve sen tam zamanında dışarı çıktın. | Open Subtitles | وكان هناك انفجار وأنت خرجت في الوقت المناسب تماماً |
| tam zamanında geldin. | Open Subtitles | حسناً، لقد جئت هنا في الوقت المناسب تماماً |
| tam bedeninle orantılı. | Open Subtitles | إنه في حجمه المناسب تماماً بالنسبة لجسدك |
| Dünya, Güneş'ten öylesine kesin bir uzaklıkta duruyor ki yüzeyde sıvı suyun var olmasını sağlıyor ve Güneş öylesine doğru büyüklükte ki milyarlarca yıldır yanarak hayatın evrimleşmesini sağlamış. | Open Subtitles | الأرض موجودة على البعد المناسب تماماً من الشمس للسماح بوجود الماء فى الصوره السائله على سطحها والشمس صادف أنها بالحجم المناسب تماماً لتبقى مشتعلة لمليارات السنين |
| Her zaman doğru zamanı ne yapmam gerektiğini biliyorum. | Open Subtitles | ودائماً ما علمت ما يتعين عليّ فعله في الوقت المناسب تماماً... |
| Sen kesinlikle doğru insansın. | Open Subtitles | أنتِ الشخص المناسب تماماً |
| Bu tam olarak doğru bir zaman. | Open Subtitles | أنه الوقت المناسب تماماً |
| Bir kelebek doğru yerde, doğru zamanda kanatlarını çırparsa binlerce kilometre ötede bir kasırgaya neden olabilir. | Open Subtitles | إن رفرفت فراشة جناحيها في الوقت المناسب تماماً فيالمكانالمناسبتماماً... يمكن أن تتسبب في حدوث إعصار على بعد آلاف الأميال |