| Plan değişti. Kim ve seni bekletmektense güvenli eve şimdi götürmek istiyoruz. | Open Subtitles | نحتاج لاصطحابهم الى المنزل الآمن الان بدلاً من الانتظار |
| Şimdilik seni brifing için güvenli eve ulaştıralım da sonra maça yetişip yetişemeyeceğimize bakarız. | Open Subtitles | دعنا نوصلك إلى المنزل الآمن لإستخلاص المعلومات، وبعدها سنرى إذا كان بإمكاننا اللحاق بلعبة الكرة |
| güvenli ev izleyen bir güvenli ev güvenli güvenli ev evdir. | Open Subtitles | المتابعه في المنزل الآمن منزل آمن هو آمن آمن منزل منزل |
| Güvenli evin etrafında dolaşmak istersin diye bu arabayla geldim? | Open Subtitles | أحضرتُ تلك السيّارة في حال أردتَ التجوّل حول المنزل الآمن الآن |
| güvenli evden döndüğünden beri bir şeyler saklıyorsun. | Open Subtitles | انت تحملين ثقل على ظهرك منذ ان عدتِ من المنزل الآمن |
| güvenli evde olanların bununla ilgisi yok. | Open Subtitles | ما حدث فى المنزل الآمن ليس له علاقه بهذا |
| CIA'nin güvenli evi Lefkoşa, Kıbrıs. | Open Subtitles | المنزل الآمن للإستخبارات ـ نيقوصيا ـ قبرص |
| - Hadi, güvenli eve dönmek zorundayız. | Open Subtitles | هيا ، لابد أن نعود الى المنزل الآمن أنا لست قادمة |
| Erkek arkadaşının endişelenmesini ve seni güvenli eve kadar takip etmesini istemeyiz. | Open Subtitles | لا تريدين لصديقك أن يشعر بالقلق يتبعك إلى باب المنزل الآمن |
| Şimdi gittiğin fark edilmeden önce güvenli eve geri dönmen gerekiyor. | Open Subtitles | الآن ، تحتاجين إلى العودة إلى المنزل الآمن قبل أن يُدركوا رحيلك |
| Ve sonra her gece güvenli eve geri döneceksin. | Open Subtitles | ومن ثم سوف تعود إلى المنزل الآمن في كل ليلة |
| Teri ve Kim Bauer'ı hemen güvenli eve götürmek için izin istiyorum. | Open Subtitles | هل يمكننى ان انقل "تيرى" و "كيم" الى المنزل الآمن الان |
| Dinle, güvenli ev kötüydü. Ajanlar öldü ve annem yine kaçırıldı. | Open Subtitles | انظر ، المنزل الآمن كان سيئاً و جميع العملاء تم قتلهم و امى اختطفت ثانيه |
| Allah'tan güvenli ev hâlâ orada. | Open Subtitles | من حسن حظنا أنّ المنزل الآمن مايزال هناك. |
| Onlar Güvenli evin değil takas yerinin bilgileri. | Open Subtitles | لن يكون في المنزل الآمن سيكون في موقع التبادل |
| Güvenli evin yerini onlara her kim verdiyse bizim içimizden birisi. | Open Subtitles | لا يعلمون أي شيء إنه الرجل الذي أفشى بموقع المنزل الآمن ذلك الشخص تحت سقفنا |
| güvenli evden sonra kimseye güvenebileceğimden emin değilim. | Open Subtitles | بعد ما حدث اليوم فى المنزل الآمن انا لست متأكده فى الثقه بأحد |
| Bu yüzden onu güvenli evden kapalı bir yere naklettireceğiz ve iletişimleri açacağız. | Open Subtitles | من المنزل الآمن نضعها في مكان ما تحت الأرض و نقوم بإعادة التواصل لها |
| Perşembe güvenli evde buluşup görevin üstünden geçeceğiz. | Open Subtitles | سنتقابل في المنزل الآمن يوم الخميس للتحدث عن المهمة |
| Saldırdığımız güvenli evi düşünüyorum. | Open Subtitles | لقد كنتُ أفكّرُ بأمرِ المنزل الآمن الذي داهمناه. |
| Neyse ki hücre evi duruyor. | Open Subtitles | من حسن حظنا أنّ المنزل الآمن مايزال هناك. |
| Kuzeyde, Balad'daki hücre evine gidiyoruz. Hayır dostum. | Open Subtitles | -نحن ذاهبان شمالاً إلى المنزل الآمن في (بلد ). |
| Bu arabayı belki hücre evini gözlemlemek istersin diye aldım. | Open Subtitles | أحضرتُ تلك السيّارة في حال أردتَ التجوّل حول المنزل الآمن الآن |
| Böylece biz konuşurken adamlarım Güvenli yerin etrafını çevirdiler. | Open Subtitles | لذا، الآن رجالي يحاصرون هذا المنزل الآمن بينما نتحدث |
| Doğruca Colombo güvenli evine git. | Open Subtitles | اذهب مباشرةً إلى المنزل الآمن ! (في (كولومبو |
| Koruma evinin nerede olduğunu nasıl buldular? | Open Subtitles | -حسناً -كيف عرفوا مكان وجود المنزل الآمن ؟ |
| Bu bir dinleme cihazı ve bunu Jane'in güvenli evinine yerleştirmeni istiyorum. | Open Subtitles | ، هذا جهاز مُراقبة (وأوده بداخل المنزل الآمن لـ(جين |