| Önemli olan şu: bu tam da benim kolej belgem için gerekli olan şey. | Open Subtitles | المهم في الأمر ، أن هذا هو ما احتاجه لسيرتي الدراسية |
| Önemli olan... senin bunun hakkında suçluluk hissetmemen. Bir kazaydı. | Open Subtitles | المهم في الأمر هو ألا تشعر أنت بالذنب حيال ذلك، فقد كان حادثاً |
| Önemli olan dün gece Batı Altadenia Şövalyeleri'nin bir yetki töreni için toplanmış olması. | Open Subtitles | المهم في الأمر أنه في الليلة الماضية قام فرسان غرب ألتادينيا بالاحتشاد لأجل حفل استحقاق |
| Evet, ama Fareed, Önemli olan görevini başarılı bir şekilde yapmış olması. | Open Subtitles | استمع ، المهم في الأمر ان مهمته قد نجحت |
| Efendim, Önemli olan kimsenin yaralanmamış olması. | Open Subtitles | {\pos(195,230)} سيدي، المهم في الأمر أنه لم يتعرّض أحد للأذى |
| Önemli olan nokta şu, Maggie bilmiyor. | Open Subtitles | أجل, المهم في الأمر أن (ماغي) لا تعرف ذلك |
| Sakinleş, Önemli olan güvende olman. | Open Subtitles | اهدأ, المهم في الأمر أنك بأمان . |
| Önemli olan, bunu yapmış olmam, tamam mı? | Open Subtitles | المهم في الأمر أنني قمت بذلك |